KIYMETİ BİLİNMEYEN HAZİNE VAKIFLAR

Osmanlı Devleti’nin kurduğu medeniyetin temeli vakıflara dayanır. Başta padişahlar olmak üzere sultan ailesi ve hanımları, şeyhülislam, sadrazam, vezir, paşa ve Müslümanlarca vakıflar kurulmuştur. Asırlarca eserleri ve akarlarıyla hizmet vermiş olan bu hazinelerin, 100 yıldır göz ardı edilse de gelecekte önemli rol oynaması bekleniyor…

İşgalin Son Perdesi El-Halil

El-Halil’de bulunan Halilürrahman Camii ve çevresi Müslümanlar tarafından inşa edilmiş, korunmuş ve bugüne ulaştırılmıştır. Bu bakımdan bölgenin her türlü aidiyeti Müslümanlara aittir. Bilinen tarihî ve hukukî hakikatlere rağmen işgal yönetimi hukuk tanımaz bir şekilde El-Halil Külliyesi’ni de abluka altına almıştır…

GURBETTE KALAN SULTAN VAHDEDDİN HAN

İttihat ve Terakki’nin 1909’dan 1918’e kadar devleti sürüklediği felaketler neticesinde Osmanlı devleti Anadolu içinde küçük bir toprak parçasına hapsedilmiş ve neticede devlet yıkılışa sürüklenmiştir. Osmanlı tarihinin bu en felaketli yıllarında 6. Mehmed Vahdeddin padişah olacak ve gurbete gitmek zorunda kalacaktır…

SAHAFLIK ÖLMEDİ, ÖLMEYECEK

Osmanlı’nın başşehri İstanbul’da, Kapalıçarşı’da şekillenen sahaflık geleneği bir süre Beyazıt Sahaflar Çarşısı’nda devam etmiş, ardından Beyazıt, Beyoğlu ve Kadıköy gibi ilçelerde örgütlü bir halde devam edegelmiştir.

OLİMPİYAT BİR OYUN MU?

Olimpiyat oyunları modern manada ilk olarak 1896’da Yunanistan’da düzenlenmişti. İlk defa 1906 yılında oyunlara davet edilen Osmanlı Devleti resmi olarak oyunlara katılmayı reddetmişti… Günümüzde de devam ettirtilen olimpiyat geleneği acaba sadece bir oyundan mı ibarettir?

İstanbul’un Turistle İmtihanı!

Her ay binlerce turist İstanbul’a, özellikle her adımda tarihi eserlerin olduğu Suriçi’ne akın ediyor. Bu turist akınında tarihi eserlerin tahribata uğramamasının yanında acaba mukaddes mekânlar ziyaret edilirken gereken hürmet ve nezaket gösteriliyor mu?

Osmanlı Sefere Nasıl Giderdi?

Kuruluşundan 1699 Karlofça Antlaşması’na kadar geçen süreçte girdiği birçok muharebeden galibiyetle çıkan Osmanlı Devleti, bu maharetini, savaş meydanlarında orduyu sevk ve idaredeki ustalığı kadar, sefer öncesi ve sefer sırasındaki organizasyonuna da borçludur.