Emet

Bir Belde İki Kelime Sadakat ve Vefa

Farklı şeyler öğrenmek, farklı yerler görmek istiyorsan ana yoldan çıkıp direksiyonu tali yollara kıracaksın demişti bir tanıdığım. Her fırsatta yaptığım ve hiç pişman olmadığım bu tavsiye, Kütahya-Emet’te bir kez daha kendini sevdirdi bana…

Sadi Şirazi

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî’den İlhanlı Hükümdarına Nasihatler

Şu fani dünyaya nice sultanlar nice kisrâlar gelmiş; kimi adaletiyle kimi ilmiyle kimi de zalimliğiyle akıllarda yer edinmiştir. Ancak en zalim hükümdar bile nasihate hayır diyememiştir. Edebiyat tarihimizde pendname olarak da adlandırılan pek çok nasihatname bulunur. Fars edebiyatının büyüklerinden Sâdî-i Şîrâzî de nasihatname denince ilk akla gelenlerden. Onun, henüz alevi sönmemiş Moğol zulmü zamanında, İlhanlı hükümdarına yaptığı nasihatler, oldukça dikkat çekici…

Sümer

Yabancı Dil Öğrenirken Tabletini Isıran Çocuk

Arkeologlar, yaptıkları kazılarda bazen binlerce yıl öncesinden kalma tabletler bulurlar. Üzerindeki yazıları deşifre ettiklerinde, bazılarının çok ciddî mesajlar barındırdığı görülür; ekonomiden, insan idaresinden, edebiyattan bahsederler. Bazıları ise çok sevimlidir; öğrencilerin okul günlerini ve yaramazlıklarını anlatır…

Lefkoşa

Kıbrıs’tan Osmanlı Geçti

Sicilya ve Sardinya’dan sonra Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, coğrafî ve stratejik konumu sebebiyle, tarih boyunca pek çok mücadeleye sahne oldu. Adanın, Doğu Akdeniz ticaret yollarının kavşak noktasında bulunması, Süveyş Kanalı’ndan Hint ve Pasifik Okyanusu’na uzanan deniz yolunun kontrol noktalarından biri olması, önemini daha da artırmaktadır. Adaya hâkim otoritenin, Ortadoğu’nun yeraltı kaynaklarına giden yollara, dolayısıyla da Ortadoğu devletlerine hükmetmesi söz konusudur…

Müslümanlar İspanya

Doğu’dan Batı’ya Okyanustan Karaya Hz. Muaviye’nin (r.a.) Fetihleri

İslâm tarihinde Hz. Ömer’den (r.a.) ve Hz. Osman’dan (r.a.) sonraki üçüncü büyük fetih hareketini sürdüren Hz. Muaviye (r.a.), aynı zamanda devlet kurumlarını şekillendirerek asırlar boyu sürecek olan geleneklerin temellerini atıyordu. Müslümanlar bir taraftan Bizans gibi bir güçle mücadele ederken diğer taraftan hiç görmedikleri coğrafyalarda, hiç tanımadıkları milletlerle karşılaşıyor ve onlara İslam’ı tebliğ ediyorlardı…

Medresetül Kuzat

Medresetü’l-Kuzât İnfografiği

Osmanlı Devleti, şer‘î mahkemelerinde görev yapacak hâkim ve savcıları yetiştirmek üzere, temelleri 1855’te atılan ihtisas okulu açmıştı. Bu müessese, 1913 yılında meşhur adıyla Medresetü’l-Kuzât’a dönüşmüştü. Yaklaşık 70 sene eğitim faaliyetine devam eden Medresetü’l-Kuzât, 1924’te kapatıldı.