İstanbul’un fethine iştirak eden manevi rical, sadece Sultan Mehmed’in çevresinde bulunan ve ya Osmanlı ülkesinde yaşayan Allah dostlarından ibaret değildi şüphesiz. Göz açıp kapayıncaya kadar bir zamanda ta Türkistan taraflarından gelerek, yanındaki maneviyat ordusuyla fethin müyesser olmasına himmet eden büyük bir zat daha vardı…
Yusuf Paşa’ya İngiliz Kralından Mektup Var…
Birleşik Büyük Britanya ve İrlanda Kralı Üçüncü George’tan Mümtaz ve Muhteşem Yusuf Paşa’ya…
“Bütün Ustalığımı Bu Camide Sarf Ettim”
“Kalfalığımı İstanbul’daki Şehzade Camii’nde yaptım, ustalığımı da Süleymaniye Camii’nde tamamladım. Amma bütün kudretimi bu Selim Han Camii’nde sarf edip, hünerimi açık seçik ortaya koydum.
“Osmanlıları Allah Daha Çok Seviyor!”
“Kur’an dedikleri kitaba karşı besledikleri saygı o kadar büyüktür ki, tertemiz olmadan, abdest almadan veya ellerine bir bez sarmadan ona dokunamazlar. Kitabı belden aşağı tutmazlar ve okunurken bütün dikkatlerini vererek dinlerler.
Deli Hüseyin Paşa’ya Sadrazamlık Yolunu Açan Yay
Sultan, “Bu yayın kirişini bozup tekrar kuracak Osmanlı memleketinde bir baba yiğit, bir kahraman var mı?” diye haber salar. İstanbul’un bütün pehlivanları, güçlü kuvvetli adamları gelirler, yayı bozup kurmaya bir türlü muvaffak olamazlar…
Osmanlılarda Hayvan Hakları
Her türlü muamelenin adil esaslar üzerine inşa edildiği Osmanlı’da, kendilerini korumaktan ve haklarını savunmaktan aciz olan hayvanlar, çıkarılan kanunlarla devlet tarafından muhafaza altına alınmıştır. Öyle ki, bazı durumlarda hayvanlara iyi bakılmaları için maaş dahi bağlanmıştır.
Sarıkamış Faciası ve Ardındaki Hesap
93 Harbi’nde Kars ve Ardahan Rusların eline geçmişti. Anadolu’nun doğusunu Rus işgalinden kurtarıp Kafkaslara uzanmak için Rus garnizonunun yerleştiği Sarıkamış’ı hedef alan bir harekât başlatıldı.
Adım Adım Çanakkale
Akdeniz ve Ege Denizi’nden Marmara yoluyla Karadeniz’e geçişte daima kilit noktası olan Çanakkale, bugünkü kıymetini Birinci Dünya Savaşı’nda işgalci güçlere geçit vermeyerek şehit olan yüz binlerce vatan evladına borçludur.
Osmanlı Devleti’nin Madalya ve Nişanları
Şekil ve mahiyeti çok değişmiş olmakla beraber günümüzde de kullanılan madalya ve nişanlar, Osmanlılar tarafından devletin son iki asrında şecaatin, gayretin, hamiyetin ve kahramanlığın en birinci işaretleri olarak göğüslerde taşınmıştır.
Sultanın Eteğini Öpen Seyyah
Padişaha yaklaşınca, kollarıma giren ağalar yere diz çöktüler; ben de aynı şeyi yaptım ve padişahın kaftanının eteğini öptüm. Yanımdakiler, birden beni kollarımdan kaldırdılar ve Treviso ıstakozları gibi geri geri yürüyerek yerime döndüm. Bütün bunlar o kadar hızlı oldu ki, ne bu odayı ne de padişahı dilediğim gibi görme fırsatı bulabildim.”