Bugün “medeniyet” denilen şeyin geçmişinde, merhametsizliği görebilmek için tarihin satır aralarını iyi okumak gerek. Bu yazımızda, hayvanlar özelinde adına spor denilen dehşet verici zulümleri, içiniz acıya acıya okuyacaksınız…
Bugün hayvan hakları denildiğinde, Avrupa ülkelerinde çıkarılan kanunlar akla gelmektedir. Bu çabalarına bakıp da eskiden beridir hayvanların haklarını gözetiyorlar sanmayınız. Tarih kitapları, Avrupa’da hayvanlara yapılan korkunç zulümleri anlatan hatıralarla doludur. Bir nevi atalarının yaptığı hataları telafi etmeye çalışıyorlar diyebilirsiniz.
Müslüman toplumlarda ise hayvanlara bırakın zulmetmeyi, onlara kötü davrananı bile göremezsiniz. Çünkü İslâmiyet’in ruhu, Müslümanları onlara karşı merhametli kılmıştı. Böyle bir ruhtan mahrum olanlar ise bugüne gelebilmek için çok çabalamışlar ve çıkardıkları kanunlarla hayvanlara zulmedilmesini engellemeye çalışmışlarsa da bu yeterli olmamıştır.
İslâm’da hayvan hakları, “kul hakları”nın içinde sayılmıştır. Zira kul hakları ise üç kısımdır: “Müslim hakkı, gayrimüslim hakkı ve hayvan hakkı” diye. Hayvan hakkı hesabı en ağır haktır. Bunun sebebi, dertlerini dile getirecek dil ve akla sahip olmamalarıdır. Yani onların hakları ihlal edildiğinde bu dünyada helalleşmek imkânsızdır. Ahirette hesabının ağır olacağını düşünen Müslümanlar, hayvan hakları hususunda çok hassas davranmışlar, bu uğurda vakıflar kurmuşlardır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 167. sayısından (Temmuz 2022) okuyabilirsiniz.
