İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin nuruyla aydınlatan İslâm, kadına hak ettiği değeri vermiştir. Bu makalemizde, ilk kadın Hz. Havva validemizden, Cennet’le müjdelenen Hz. Hatice validemiz ve diğer örnek hanım şahsiyetler üzerinden İslâm’da kadının yeri ele alınmaktadır…
Allahü Teâlâ, Âdem Aleyhisselam’ı topraktan yaratmış, ona eş olarak Havva validemizi vermiş, kendilerine evlatlar ihsan eylemiştir. İnsanlar, erkek ve kadın olarak onların neslinden çoğalmış, yeryüzüne yayılmıştır. Hazret-i Âdem (a.s.) ve Havva validemiz, hepimizin büyükbabası ve büyükannesi olmuştur. Kadınlar; o günden beri cemiyet içerisinde ailede anne, nine, kız, kız kardeş, gelin, görümce, kayınvalide, hala, teyze, yenge gibi vasıflarla yerini almıştır.
İslâm ile Şereflenen Kadın
Tarih boyunca insanlara örnek olan Hz. Meryem (r.a.), Hz. Asiye (r.a.), Hz. Hacer (r.a.), Hz. Sare (r.a.) validelerimiz gibi nice mübarek hanımlar gelip geçmiştir. Kimisi, Hz. Meryem (r.a.) validemiz gibi adına Kur’ân-ı Kerîm’de sure indirilmiş; kimisinin ismi, kıssası Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilmiştir. Bu annelerimizin bazıları, peygamber hanımı olmakla şereflenmiş bazıları da peygamber annesi olma rütbesine erişmiştir. Bazıları da hem peygamber hanımı hem de peygamber annesi olmuştur.
Asırların geçmesiyle insanlarda bozulmalar, dinden uzaklaşmalar meydana gelmiştir. Cenab-ı Hak, peygamberler göndererek insanları doğru yola davet etmiştir. Bu bozulmalardan en çok zarar görenler de kadınlar olmuştur. Nitekim İslâm’ın gelişinden önce, bu bozulmaların had safhaya ulaştığı görülmüştür.
Cahiliye devrinde kadınlar birçok haktan mahrum bırakılmış, kız çocukları diri diri toprağa gömülecek kadar haktan hakikatten uzaklaşılmıştır. Kız çocuğuna sahip olmak ayıp sayılmış, kız babaları, toplum içerisine çıkamaz olmuştur. Cahiliye döneminde kadınlara mirastan pay verilmemiş, kişi istediği kadar kadınla evlenebilmiş, istediği kadar boşama hakkına sahip olmuş, kadınlar pek çok haksızlığa uğramış ve zorluklar yaşamıştır.
İslâm’ın gelişiyle birçok konuda olduğu gibi aile konusunda da uygun olmayan, evlatlık edinme gibi bazı uygulamalar tamamen kaldırılmış, evlilik dışı ilişkiler haram kılınmıştır. Evlilik, boşanma, miras gibi hususlar sağlam esaslar üzerine düzenlenmiştir. İslâm’ın gelişi ile kadınlar, olması gereken değerine kavuşmuş, kendilerine ait hak ve hukuka sahip olmuştur.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 208. sayısından (Aralık 2025) okuyabilirsiniz.


