İslâm dünyasının en başarılı devlet adamlarından Büyük Selçuklu veziri Nizâmülmülk, uzun yıllar sadakatle devletine hizmet etmiş, adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Selçuklu tarihinin en önemli simalarından Nizâmülmülk’ün hizmetleri, daha sonraki süreçte vezirlik makamına getirilen oğulları tarafından devam ettirilmeye çalışılmıştır. Selçuklu’nun vezaret makamında bulunanların üçte biri, Nizâmülmülk’ün soyundan gelmiştir. Ancak hiçbiri babalarının eriştiği başarıya ulaşamamış, babalarının gölgesinde kalmışlardır…
Güçlü ve Dirayetli Vezir
Selçuklu sultanlarından Tuğrul Bey, Alp Arslan ve Melikşah’ın hizmetinde büyük vezir olarak yaklaşık 30 yıl görev yapmış Nizâmülmülk, tarihte emsaline az rastlanır bir şahsiyettir. Genç yaşından itibaren zekâsı ve yeteneğiyle öne çıkan Nizâmülmülk, devletine sadakatle hizmet etmiş, maharetiyle büyük başarılara imza atmıştır.
Adaleti, idarî kabiliyeti, cömertliği, bilgeliği ve güzel ahlâkıyla bilinen Nizâmülmülk, vezirliği esnasında Selçukluların dinî, idarî ve siyasî işlerine yön vermiştir. Onun zamanında Selçuklu sınırları, Kaşgar’dan Adalar Denizi’ne, Aral Gölü’nden Hint Denizi’ne kadar genişlemiştir. Aralıksız 29 yıl vezirlik makamında bulunan Nizâmülmülk, vazifesini layıkıyla yerine getirmiş, devleti sağlam temeller üzerine inşa ederek, sarsılmaz hâle getirmiştir.
Vezirliği sırasında devlet işlerinde tam bir hâkimiyet sağlayan bilge vezirin yetkileri, Sultan Melikşah döneminde neredeyse sınırsız hâle getirilmiştir. Selçuklu çağına damga vuran Nizâmülmülk, savaş meydanlarındaki başarısını, ülke topraklarında kurduğu medreselerle taçlandırmıştır. Ehl-i Sünnet akidesini hem kılıç hem de kalem ile müdafaa eden bilge vezir, İslâm dünyasının ilk kurumsal eğitim müesseseleri olan Nizâmiye Medreseleri’ni kurmuş, burada yetiştirdiği âlimler vasıtasıyla, Ehl-i Sünnet harici fırkalarla mücadele ederek Müslümanların itikatlarını korumaya çalışmıştır.
Selçuklu sultanları, ilmin ve ulemanın devleti koruyan duvar ve onu ayakta tutan direk mesabesinde olduğunu, ulemanın medeniyetin meşalesi ve ümmetin öncüsü olduğunu idrak etmişlerdi. Bu sebepten ilmî müesseselerin yayılmasına yardımcı oldukları gibi, ilim ehline medrese, hankah ve ribât yaptırıp, ulemaya bol ihsanlarda ve ikramlarda bulunmuşlardır. Zira bu işin devletin bekası için elzem olduğunu idrak etmişlerdir.
Nizâmülmülk, Selçukluların ana politikalarına uygun olarak genelde ulemayı, özellikle de din âlimlerini korumuş ve kollamıştır. Bunu yaparken sapkın hareketler ve o dönem için tehlike teşkil eden Şiî-Batınîler engellenerek sahih akidenin öğretilmesi hedeflenmiştir.
Ömrünü devlete ve İslâm’a hizmetle geçiren Nizâmülmülk, neredeyse yarım asır Selçuklu tahtının ikinci adamı olarak ülkeyi idare etmiş, hatta bazen birinci adam rolünü de üstlendiği olmuştur.
Nizâmülmülk, devlet yönetiminde görev almakla kalmamış, aynı zamanda bu tecrübelerini yazıya da aktarmıştır. Onun en önemli eseri Siyasetname’dir. Tarihimizde müstesna bir yere sahip bu nasihat kitabı ile koca vezir, kendisinden sonra geleceklere yol göstermek istemiştir.
Bir devre damgasını vuran, Selçuklu kültür ve medeniyetinin kökleşip geniş sahalarda hayat bulmasını sağlayan bilge vezir, Selçuklu’nun zirve çağında, İslâm düşmanları tarafından suikast neticesinde şehit edilmiştir. Onun zamanında Büyük Selçuklu Devleti ve İslâm âlemi, en kudretli ve haşmetli zamanlarından birini yaşamıştır.
Evlâd-ı Nizâmülmülkler
Buraya kadar anlattıklarımız, Nizâmülmülk hakkında az çok bilinen şeylerdir. Tarihin gördüğü en dirayetli ve yetenekli devlet adamlarından olan Nizâmülmülk, trajik bir şekilde tarih sahnesinden çekilirken, geride devleti emanet edebileceği evlatlar bırakmıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nde, Nizâmülmülk ile 1058 yılında başlayan vezaret makamı; oğulları, yeğenleri ve torunları tarafından 1157 yılına, Selçuklu’nun son hükümdarı Sultan Sencer’in vefatına kadar devam etmiştir.
Devrin kaynaklarında Nizâmülmülk’ün 10 yahut 12 oğlu olduğu zikredilmekte, ancak yalnızca dokuzu hakkında malumat verilmektedir. Bunlardan ismi bilinenler; Fahrülmülk, Müeyyidülmülk, Cemâlülmülk, Ziyâülmülk, İzzülmülk, Şemsülmülk, Bahâülmülk, İmâdülmülk ve Emîr Mansur lakaplarıyla tanınmaktadır.
Nizâmülmülk, çocuklarının iyi bir eğitim alması için çaba göstermiş, onların kendisi gibi âlim ve büyük bir devlet adamı olması için gayret sarf etmiştir. Tahsilini tamamlayan evlatlarını, Selçuklular bünyesinde çeşitli görevlere getirerek devlet erkânından olmalarını sağlamıştır. Selçuklu sultanları da Nizâmülmülk’ün evlatlarına hususî ihtimam göstermiş, onları vezaret makamı dâhil devletin muhtelif kademelerinde istihdam etmişlerdir.
Nitekim Nizâmülmülk’ün soyundan tam yedi vezir daha Selçuklu’ya hizmet etmiştir. Bunlar: İzzülmülk ve Müeyyidülmülk, Sultan Berkyaruk’a (1092-1104); Fahrülmülk, Tutuş (1094-1095) ve Sultan Berkyaruk’a; Ziyâülmülk, Muhammet Tapar’a (1105-1118) olmak üzere dört oğlu Selçuklu sultanlarına vezirlik yapmıştır. Diğer oğullarının hangi görevlerde bulunduğu hakkında malumat sahibi değiliz. Yine Nizâmülmülk’ün yeğeni Şihâbülislâm Abdürrezzak Tusî, torunu Nâsırüddin Tahir bin Fahrülmülk bin Nizâmülmülk; Sultan Sencer’e ve Melik Süleymanşah’a (1118-1153) ve torununun çocuğu Kıvameddin Hasan da Sultan Süleymanşah’a (1160-1161) vezirlik yapmıştır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 194. sayısı (Ekim 2024) okuyabilirsiniz.