Dünya Tarihi, Kapak, Osmanlı Tarihi

Kurtlar Sofrasında Ortadoğu

20.yüzyıl Ortadoğu coğrafyasının siyasi ve fiziki sınırlarının çizilişi, aslında Osmanlı Devleti’nin var olma mücadelesi verdiği (yaklaşık) son yüz elli senelik dönemle de yakından ilişkilidir. Söz konusu süreçte yüz yüze geldiği birçok felaketten kendini kurtarabilen Osmanlı Devleti, kendi toprakları üzerinde hesapları olan Avrupa devletlerinin aralarındaki anlaşmazlıkları birbirlerine karşı kullanarak yönetmiş ancak Avrupalı devletlerin kendi aralarında yaptığı gizli anlaşmalarla Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü ve Ortadoğu coğrafyasının parsellenmesine engel olamamıştır…

Dünya Savaşına gelinceye kadar Avrupa devletleri, Osmanlı toprakları özelinde Ortadoğu coğrafyasının paylaşılması konusunda bir anlaşma zemini arayışı içerisinde olmuşlarsa da herkesi memnun edecek bir mutabakat ve birlik bir türlü gerçekleşememişti. Kimin hangi parçayı alacağı belli olmadığı için veya aynı yerde birden fazla devletin gözü bulunduğu için paylaşılması üzerinde bir türlü anlaşma sağlanamayan Osmanlı topraklarının durumu “Şark Meselesi” tanımıyla bu andan sonra, siyasi tarihin en önemli meseleleri arasına girmişti. Nitekim, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşıyla artık parçalanma sürecine giren Osmanlı mülkünden herkes kendisi için stratejik veya ekonomik önemi olan bölgeleri, aralarında bir mutabakat olmasa da yavaş yavaş koparmaya başlıyor, Ortadoğu’nun fiziki ve dolayısıyla siyasi sınırları sessizce çizilmeye başlıyordu. Dünya haritasındaki coğrafyaların %80’inin Avrupalı devletlerce paylaşıldığı 20. yüzyılın başlarında petrol de tarih sahnesine çıkarak modern hayatın vazgeçilmez enerji kaynaklarından biri haline gelmişti.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Temmuz (59. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir