Mescid-i Nebevî İlk Defa Elektrikle Aydınlatıldı
Eski Çağların En Mühim Savunma Silahı Kaleler
Bugün dahi gezerken bizi kendine hayran bırakan tarihî kaleler, bir zamanların aşılması çok zor savunma yapılarıydı. Orayı almadan bir şehir …
Zamana Mağlup Bir Küçük Ev Aleti Fiske Lamba
Bir zamanlar evlerimizin vazgeçilmez birer parçasıydı fiske lambalar. Çocukluk gecelerimizin sırdaşı, anılarla dolu hayatımızın yoldaşı, hayat ışığıydı. Günümüzde sadece nostaljik …
Silistre Nasıl Ayağa Kalktı?
Ruslar Silistre’de cami, medrese, mektep demeden asırlardır biriken kültür değerlerimizi yerle bir etmişti. Moskof yaralarının sarılmaya başladığı o günlerde Sultan İkinci Mahmud, Silistre’nin yeniden ihya edilmesine önderlik etmişti…
Ayasofya Çukurçeşmeleri
Çukurçeşmeler, 16. asır İstanbulu’nda büyük ihtimalle de ekserisi Mimar Sinan tarafından yapılmış, özellikli yapılardı. Bunların Ayasofya ve Sultanahmet civarında yoğunlaştığı söylenebilir. Nitekim son yıllarda, Ayasofya’nın hemen önünde, on yıllardır üzerinden gelip geçtiğimiz ama hiç haberimiz olmayan yeni bir çukurçeşme keşfedildi…
Çanakkale Boğaz Köprüsü
Çanakkale Boğazı’na bir köprü düşüncesi tarih boyunca var olmuştu. Bunlardan bir kısmı sadece düşüncede kaldı, çok az kısmı proje merhalesine gelebildi. Osmanlı’nın son devrinde hükümete sunulan bir proje, aslında Çanakkale Boğazı’na yapılacak bir köprü ve entegre demiryolları ile İstanbul’u İzmir’e bağlamayı hedefliyordu.
İstanbul’a Teleferik Nasıl Geldi?
Bilindik kayıtlara göre, Türkiye’nin ilk “Teleferik” hattının inşaatına İsviçreli Von Roll firması tarafından 1956 yılında Bursa Uludağ ’da başlanmış ve 27 milyon liraya mal olan tesisler 29 Ekim 1963 tarihinde tamamlanarak hizmete girmiştir.
Krepost
Rusya, Karadeniz hâkimiyeti için Osmanlı Devleti’ne karşı vereceği mücadeleyi, İstanbul’a gelecek elçilik heyetiyle başlatmıştı. Türk gölü Karadeniz’e ilk defa çıkan Krepost gemisi, yeni filizlenmekte olan Çarlık Rusya’sına ilham kaynağı olacaktı…
Abdülmecid Han’ın Kitâbesini Ben de Gördüm
Her medeniyet kendi mimarisini inşa eder.” düsturundan hareketle Eski Dünyanın ötesinde Amerika’da yeni bir dünya kuruluyordu. Gözlerden ırak bu topraklarda, iş ve konut yapıları yanında, ahenk ve estetikle harmanlanmış anıt eserler de sessizce arz-ı endâm ediyordu.