Osmanlı Devleti’nin sağlam temellerinin atıldığı Söğüt, sultanlar tarafından hiçbir zaman unutulmamıştır.


Osmanlı Devleti’nin sağlam temellerinin atıldığı Söğüt, sultanlar tarafından hiçbir zaman unutulmamıştır.

Travnik, gerek Bosna Hersek’te gerekse diğer Balkan ülkelerinde, Osmanlı’dan en çok eser kalan birkaç şehirden biridir. Şehir, 1639’dan 1832 Haziran’ına kadar uzun bir süre sancak merkezi olmuştur.

Tulumbacıların reisi yangını haber veren köşklüye “Oğlan mı, kız mı?” diye sorardı. İstanbul yakası için “oğlan”, Beyoğlu yakası için “kız” denirdi.

Osmanlılar üç kıtada, denizlerin yanında nehirlerde de faaliyetlerde bulunmuş; tarımdan ticarete, taşımacılıktan donanma inşasına kadar nehirleri en verimli şekilde kullanmaya çalışmışlardır.

Evliya Çelebi zamanında Tuna Nehri’nde çeşit çeşit buz sporları yapılıyordu…

Mimar Sinan İstanbul’a su getirmek için 33 su kemeri inşa etmiştir. Bunlardan her biri abidevî birer eser olan Kovukkemer, Paşa Kemeri, Uzun Kemer, Moğlova Kemeri ve Güzelce Kemer, uzun yıllar suya hasret olan İstanbul’a su taşımışlardır.

Anadolu’da hüküm sürmüş medeniyetlerin izlerini taşıyan Sivas, Anadolu Selçukluları’nın bir dönem merkezi, Danişmendler’in başşehri, Osmanlı Devleti’nin ise en büyük eyalet merkezlerinden biriydi…

“Hakikat mezara dahi gömülse, bir gün ortaya çıkar”

Ruslar, Tuna’yı aştıktan sonra Plevne’ye geldiler. Kolaylıkla galip olacaklarını ve süratle İstanbul önlerine varacaklarını ümit ediyorlardı. Osman Paşa’nın kahramanca savunması onları hayal kırıklığına uğratmıştı…

“Seyrine doyum olmaz bu köprüyü, Sultan Süleyman Han’ın fermanıyla Abdülmennan Ağa oğlu Koca Mimar Sinan inşa etmiştir.”