İki asırdan fazla İslâm sancağının dalgalandığı Müslüman Sicilya, Bağdat, Kahire, Kurtuba gibi dünyanın önemli ilim merkezlerinden birisiydi. Öyle ki Sicilya Müslümanlarının ilmî birikimi, Avrupa’ya da umut olmuştu. Yüzyılların birikimi Sicilya İslâm medeniyeti, bugün tamamen unutulmuş veyahut unutturulmuş durumda.
Çağını Aydınlatan Hanedan Abbasîler
Abbasî halifeleri, uzun soluklu bu zaman diliminde İslâm medeniyetinin gelişmesine vesile oldular. İslâm sancağını Çin Seddi’nden Atlas Okyanusu’na kadar geniş bir coğrafyada dalgalandırdılar…
Âriflerin ve Âlimlerin Eşiğinde Emir Timur
Emir Timur, Moğolistan’dan Anadolu’ya, Rusya’dan Hindistan’a kadar büyük bir coğrafyada, Semerkand merkezli ihtişamlı bir devlet kurmuştu. Emir Timur’un büyüklüğü sadece topraklarının çokluğundan değildi. Kendisi âlimlere, şeyhlere, sûfîlere büyük ehemmiyet verir, onların sohbet meclislerinde bulunur; hürmette kusur etmezdi…
Cihan Tahtında Bir Saltanat Gölgeliği Topkapı Sarayı
Bir zamanlar teşrifatıyla, dinî ve ananevî hassasiyetleriyle, uluslararası siyasî münasebetlerdeki yeriyle Topkapı Sarayı, şimdilerde ülkemizin en çok ziyaret edilen mekânlarından olsa da bugün bizim pek anlayamadığımız bir dili konuşur aslında. Bu dil, sarayın kapılarında, kulelerinde, mutfak bacalarında ve en önemlisi de her biri ayrı manalar taşıyan kitabelerinde hatta çinilerle kaplı duvarlarında bile kendini hissettirir. Asırlarca Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olmuş bu müstesna sarayın neler söylediğini tamamen olmasa da bir miktar anlayabilmek için…
Türk-İslâm Medeniyetinin Mimarı Karahanlılar
Eski kitapların Hakanîler yahut Türk Hakanlığı dediği, bugünse bizim Karahanlılar olarak tanıdığımız hanedanın içinden Satuk Buğra Han, İslâm’ı gönülden kabul edip bu yüce dinin mensubu olmakla şereflenmişti. Böylece Türkistan’da ilk defa Müslüman bir Türk devleti tarih sahnesindeki yerini almış ve dünya tarihini değiştirecek hadiseler zinciri de başlamış oluyordu. Karahanlı hükümdarlarının İslâmiyet’e çok büyük hizmetleri olmuştu. Onların Mâverâünnehir’de kurdukları medeniyet, Selçuklular ve Osmanlılar eliyle daha da tekâmül edip dünyayı kendine hayran bırakacaktı…
İlim Semasında Karahanlı Güneşi
Nice mümtaz âlim için kullanılan; Debusî, Serahsî, Semerkandî, Buharî, Maturidî, Merginanî, Uşî, Nesefî, Şaşî gibi nisbetler (ki bir kısmı artık nisbet olmaktan çıkıp isim olmuştur), bu zatların doğup büyüdükleri şehirlere izafeten verilmiştir ve bu şehirlerin hepsi de Mâverâünnehir’dedir. Bu şehirler aynı zamanda, ilmin saadetini yolculuğun meşakkatine tercih eden, azim ve gayret âbidesi âlimlerin ilim yolculuklarının da ana duraklarındandı. Onların özellikle Hanefî fıkhına ve Ehl-i Sünnet’in Maturidî akaidine dair yazdığı kitaplar kendi devirlerinde büyük bir boşluğu doldurmuş, sonraki asırlar içinse, tesirleri günümüze kadar ulaşan bir inkişafa vesile olmuştu…
Avrupa’nın Çelik Kilidi Belgrad
Bundan 500 sene evvel burçlarına İslâm sancağı dikilen Belgrad, yaklaşık bir aylık muhasara neticesinde fethedilmişti. Ecdadının izinden giden Sultan Süleyman Han’ın ilk seferi ve Avrupa içlerinde at süreceğinin ilk emaresiydi Belgrad. Fethinden sonra Osmanlı tarafından serhad şehri olarak görülen Belgrad, Avrupa içlerine yapılacak bütün seferlerde ordugâh olarak kullanılmıştı…
Osmanlı’da İlklerin Şehri İznik
Bugün dahi tarihî dokusunu büyük oranda korumuş olan İznik, Anadolu’daki ilk Selçuklu fetihlerinden olmasının yanı sıra, Osmanlı’nın da ilk fethettiği ana merkezlerden biridir. Beylikten devlete geçişin ilk basamağı diyebileceğimiz İznik, ilk kurumsal ilim merkezleri ve sosyal müesseseleriyle, devletin kuruluş yıllarında sağlam zeminlerden birini teşkil etmiştir. Burada yetişen âlimler, mutasavvıflar, beyler ve paşalar, İstanbul’un fethine açılan kapıyı aralayanlardandır. Orhan Gazi’nin fethedip Nilüfer Hatunların, Çandarlı Kara Halillerin imar ettiği İznik, Eşrefoğlu Rûmî Hazretleri ve Şeyh Kutbüddin İznikî gibi tasavvuf büyüklerinin elinde kıvamını bulmuş ve “ilk”lere sahne olmuş bir müstesna beldedir…
Mehd-i Ulyâ-yı Saltanat VALİDE SULTAN
Tahta çıkan padişahın annesine, Valide Sultan denirdi. Onlar sadece padişah annesi değildiler. Aynı zamanda cihanın idare edildiği, padişahın evinin en yetkili kişileriydiler. Şehzadelerinin donanımlı yetişmesine gayret gösteren Valide Sultanlar, yaptırdıkları hayır eserleriyle de Osmanlı mülkünü süslemişlerdi. Osmanlı’da Valide Sultanlık müessesesini ve Valide Sultanlar hakkında merak edilenleri, kıymetli okuyucularımız için kaleme aldık…
Rumeli’de Son Savunma İşkodra
İşkodra Savunması’nı yahut Hasan Rıza Paşa’nın müdafaasını pek çoğumuz bilmiyoruz. Osmanlı’nın Rumeli’deki son toprak parçası düşerken verilen mücadeleyi, elbette anlatmamız gerekir. Hasan Rıza Paşa’nın üstün hizmet, gayret, cesaret ve kahramanlığı sayesinde, Balkan Savaşları esnasında gerçekleşen savunma, her şeye rağmen Osmanlı askerinin, vazifesini layıkıyla yaptığını, ordunun şan ve şerefinin korunduğunu gösteren bir kahramanlık destanıdır…