İki asırdan fazla İslâm sancağının dalgalandığı Müslüman Sicilya, Bağdat, Kahire, Kurtuba gibi dünyanın önemli ilim merkezlerinden birisiydi. Öyle ki Sicilya Müslümanlarının ilmî birikimi, Avrupa’ya da umut olmuştu. Yüzyılların birikimi Sicilya İslâm medeniyeti, bugün tamamen unutulmuş veyahut unutturulmuş durumda.
Kâbe-i Muazzama Örtüsündeki Değişiklik
Arz üzerinde inşa edilmiş ilk mabed olan Beytullah, Hz. İbrahim (a.s.) ve Hz. İsmail (a.s.) devrinden beri üzerindeki örtüsünü hiç çıkarmadı. Çünkü; “kıymetli şeyler, setredilir”di ve onu örtmek, ona hürmetin en büyük nişanelerinden biriydi şüphesiz.
Çağını Aydınlatan Hanedan Abbasîler
Abbasî halifeleri, uzun soluklu bu zaman diliminde İslâm medeniyetinin gelişmesine vesile oldular. İslâm sancağını Çin Seddi’nden Atlas Okyanusu’na kadar geniş bir coğrafyada dalgalandırdılar…
Türk-İslâm Medeniyetinin Mimarı Karahanlılar
Eski kitapların Hakanîler yahut Türk Hakanlığı dediği, bugünse bizim Karahanlılar olarak tanıdığımız hanedanın içinden Satuk Buğra Han, İslâm’ı gönülden kabul edip bu yüce dinin mensubu olmakla şereflenmişti. Böylece Türkistan’da ilk defa Müslüman bir Türk devleti tarih sahnesindeki yerini almış ve dünya tarihini değiştirecek hadiseler zinciri de başlamış oluyordu. Karahanlı hükümdarlarının İslâmiyet’e çok büyük hizmetleri olmuştu. Onların Mâverâünnehir’de kurdukları medeniyet, Selçuklular ve Osmanlılar eliyle daha da tekâmül edip dünyayı kendine hayran bırakacaktı…
İlim Semasında Karahanlı Güneşi
Nice mümtaz âlim için kullanılan; Debusî, Serahsî, Semerkandî, Buharî, Maturidî, Merginanî, Uşî, Nesefî, Şaşî gibi nisbetler (ki bir kısmı artık nisbet olmaktan çıkıp isim olmuştur), bu zatların doğup büyüdükleri şehirlere izafeten verilmiştir ve bu şehirlerin hepsi de Mâverâünnehir’dedir. Bu şehirler aynı zamanda, ilmin saadetini yolculuğun meşakkatine tercih eden, azim ve gayret âbidesi âlimlerin ilim yolculuklarının da ana duraklarındandı. Onların özellikle Hanefî fıkhına ve Ehl-i Sünnet’in Maturidî akaidine dair yazdığı kitaplar kendi devirlerinde büyük bir boşluğu doldurmuş, sonraki asırlar içinse, tesirleri günümüze kadar ulaşan bir inkişafa vesile olmuştu…
Dünyanın İlk Kurumsal Medresesini Kuran Hükümdar Tamgaç İbrahim Han
Orta Asya bozkırlarında hüküm sürmüş Türk hakanlıkları içinde Müslümanlığı resmî din olarak kabul eden ilk devlet, Karahanlılardı. Onlar köklü bir İslâmî geçmişe sahip olmasalar da kısa süre içerisinde İslâm’a can ü gönülden teslim ve adapte olup tesirleri günümüze ulaşan bir medeniyetin temellerini attılar. Karahanlı hakanlarından biri, dünya üzerindeki ilk teşkilatlı medreseyi kuracak ve bu yapı, asırlar boyunca bir şablon olarak kullanılacaktı…
Âlim ve İlim Yuvası Semerkant
Türbeler, imarethaneler, ibadethaneler, rasathaneler, medreseler gibi birçok İslâm eseriyle süslenen Semerkant, geçmişi kadîm çağlara dayanan Orta Asya’nın önemli kültür ve ticaret merkeziydi. Bir dönem ilim ve sanatın kalbinin attığı Semerkant, aynı zamanda önemli şahsiyetlerin yetiştiği topraklardı…
Divan Şiirinde İslâm Rüzgârı
Hayatımızın her safhasını tanzim eden dinimize, edebiyatımızda da geniş yer verilmiştir. İslâm ile müşerref olan ecdadımız, edebiyatı onu yaymanın yollarından biri olarak görüyordu. Özellikle şiir, söz söyleme sanatlarıyla da birleşince, etkili bir vazife görüyordu. İslâmî dönem Türk şiirinin ilk örneklerinden, divan edebiyatının en kudretli devirlerine kadar, edebî eserlerde âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden fazlaca istifade edildi…
İslâm’ın Göz Bebeği Mescid-i Nebevî
İlk inşasından itibaren Müslümanlarca büyük hürmet ve tazim gösterilen İslâm’ın göz bebeği Mescid-i Nebevî’yi tarihiyle ve Asr-ı Saadet’ten taşıdığı nice hatıra ile daha yakından tanıyalım…
Gönüllerin Diriliş Müjdesi İHYÂ
İhyâü Ulûmi’d-Dîn, İmam-ı Gazâlî Hazretleri’nin inziva yıllarında sadırdan satıra döktüğü bir eserdir ki Şark’tan Garb’a tüm dünyayı sarsmış, nicelerine had …