19.asrın başlarında elektrik akımından istifadeyle icad edilen telgraf, haberleşmede hızlı bir değişimi de beraberinde getirdi. Peki, dünyayı ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden Osmanlılar bu önemli buluşu kullanabilecek personellerini nasıl yetiştirmişlerdi?
On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında elektrik telgrafının icadı ve kullanılması, daha sonraları haberleşme teknolojisi alanında yapılacak olan pek çok icadın habercisi olmuş, bu icatla çağdaş anlamda bilim ve teknolojinin birlikteliğinin temelleri atılmıştır. Osmanlı Devleti de bu gelişmeleri yakından takip etmiş, telgraf teknolojisinin transferinde onbinlerce kuruş harcamış ve dünyadaki teknolojik gelişmelerin iyi bir takipçisi olmuştur.
Türkiye’de yerli telgraf aletlerinin geliştirilmesinin önü, imzalanan uluslararası antlaşmalar ve bürokratik engellerle kesilmesine rağmen, maniplenin tıkırtısından mesajı çözen çok değerli telgraf haberleşme (muhabere) memurları yetiştirilmiş ve bu kişiler uluslararası yarışmalarda dereceler almıştır.
Tanzimat dönemi okullaşma hareketi içinde önemi kabul edilmekle birlikte yeterince derinlemesine incelenmemiş meslekî ve teknik öğretim kurumlarından biri de Telgraf Mektepleridir. Ülkemizde pek çok araştırmacı haberleşme tarihi, kurum tarihi, teknoloji tarihi açılarından Osmanlı telgraf idaresine yaklaşırken, telgraf mekteplerini de ele almışlar; ama çalışmalarında, bu kurumlardaki öğretim ve uygulamalara meslekî ve teknik eğitimbilimi açısından yeterince yer ayırmamışlardır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Şubat (66. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.