Bazı anlar vardır, yola çıkarken, seyahat ederken “Acaba geride bir şey unuttum mu?” diye şüpheye düştüğümüz. Sonra aksilik bu ya, gerçekten de unutuvermişizdir bir şeyler. Birazdan okuyacaklarınız, böyle bir unutulmuşluk hikâyesi. Ama unutulan şey, bir eşya değil, kanlı canlı bir insan. Hem de uzayda!..
Kozmonot Sergei Krikalev, 358 kilometre yukarıdan Dünya’yı seyrediyor ve eve geri dönüp dönemeyeceğini, dönerse onu nelerin beklediğini düşünüyordu. Bu belirsizliğe sebep olan şey neydi?
Sovyetlerin Son Uzay Macerası
Takvimler, 1991’i gösterdiğinde, uzay yarışını Amerika’nın kazandığı kesinleşmişti. Sovyetler, girmiş olduğu dar boğaza rağmen, uzay programlarına devam ediyordu. Malum, uzaya çıkmak herkesin yapabildiği bir şey değil. Bunun için yıllar süren bir eğitimden geçmeniz gerekir. Eğitimi alan herkes de uzaya çıkma şansını elde edemez. Rus kozmonot Sergei Krikalev, rutin bir görev için uzay istasyonunda yaşama şansını elde etmişti. Makine mühendisliği ve pilotluk eğitimi almıştı. Bu becerileri onu kozmonotluk için ideal biri yapıyordu. Sergei, ilk uçuşunu Mir Uzay İstasyonu’na yaptı. Bu görevi başarıyla sonuçlanınca, istasyona bir yolculuk daha yapması istendi. İkinci görevine gitmeden önce bir yıl eğitim aldı. Bu eğitim, uzaydaki 5 aylık görev içindi. Ancak görevin 5 aydan uzun sürmesi hâlinde karşılaşabileceği problemler ile başa çıkabilecek kadar eğitim almamıştı.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 167. sayısından (Temmuz 2022) okuyabilirsiniz.