Kültür Tarihi, Manşet

Tarîkat-ı Muhammediye

birgi

İmam Birgivî Hazretleri, ömrü boyunca asıl olanı anlattı. Tarikatın hakikî olanını, gerçek mutasavvıflar eliyle gösterdi durdu. Şeriatı yok sayan sahte şeyhleri, cehaleti baş tacı eden ham sofuları tenkit etti. Mücadelesi Allahü Teâlâ içindi. Hak yolun hak yolcusuydu o. Eserini de bu niyetle kaleme aldı…

Seher

Kanuni Sultan Süleyman Han devri. Sene 1523. Aylardan Mart. O demde Balıkesir’in bağrında bir gül açtı. Ali’den olma, Meryem’den doğma Takıyyüddin Mehmed. Ali Efendi’yi halk, Pir Ali deyû bilirdi. Ehl-i hâl bir derviş, ehl-i ilim bir müderristi Pir Ali. Balıkesir Medresesi’nde dersler verir, Bayramî Dergahı’nda boyun bükerdi.

Nesillerden beri tasavvuf yolunun yolcusuydu bu aile. Pir Ali Efendi’nin dedesi Şeyh Lütfullah Efendi, Hacı Bayram-ı Velî Hazretleri’nin Balıkesir’deki Bayramî Zaviyesi’nde şeyh idi. Bu ceddin oğulları da torunları da aynı yola baş koydular. Nurdan bir halka, muhabbetten bir iklim…

Takıyyüddin Mehmed, işte bu ailenin ocağında parıldadı. Pir Ali, Mehmed’inin ilk tahsiliyle bizzat ilgilendi. Mehmed, babasının dizi dibinde Kur’ân-ı Azimü’ş-Şân’ı hıfzetti. Arapçayı ve sair ilimleri talim etti. Civardaki âlimlerden dersler aldı. Fakat talebelik, gurbet de isterdi.

Duha

İlim uğrunda İstanbul’a geldi Mehmed. Semâniye Medreselerinde tahsile başladı. Devrinin hemen bütün ilimlerini bir su gibi içti âdeta. Gördüğünü, okuduğunu, dinlediğini unutmuyordu. Merakı o kadar kuvvetliydi ki yer yer hocalarını dahi zorluyordu.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 150. sayısından (Şubat 2021) okuyabilirsiniz.

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir