Başarılı devlet idaresinin yanında, divan sahibi şairlerden olup devrinin önde gelen sanatkarları arasındadır…
Kânûnî Sultan Süleyman’ın oğlu olan Sultan İkinci Selim’in saltanat devri (1566-1574) de babası ve dedesinin devri gibi Osmanlı topraklarının süratle genişlediği bir dönem olmuştur. Bu sürenin bir duraklama devri olduğunu söylemek esasen doğru değildir. İsyanlar çıkan Yemen’in tekrar itaat altına alınması, stratejik bakımdan büyük ehemmiyete sahip Kıbrıs adasının fethi, Kuzey Afrika’da İspanyollar elinde bulunan Tunus’un kesin olarak Osmanlı topraklarına katılması, Ejderhan seferi, Açe Müslüman devleti ile münasebetlerin kurulmasıgibi mühim faaliyetler hep bu devirde olmuştur.
Sultan Selim’in, önceki padişahlar gibi sefere çıkmaması, devlet işlerini vezirlerine bıraktığından değil, devrindeki seferlerin daha ziyade büyük deniz seferleri olmasından kaynaklanmıştır. Bununla beraber kendisine gelinceye kadarki hükümdarlar içinde, İstanbul’da vefat eden ilk Osmanlı sultanıdır. Evvelkiler, ya seferde yahut da sefer yolunda “Rahmet-i Rahmân”a kavuşmuşlardır. Avrupalılar karşısında ilk Osmanlı mağlubiyeti olarak kabul edilen İnebahtı Deniz Savaşı (1571) da bu devirde cereyan etmiş fakat kısa zamanda yeniden yapılan Osmanlı donanması karşısında Venedikliler barış istemek mecburiyetinde bırakılmıştır. Osmanlı mimarisinin en mükemmel addedilen eseri Edirne’deki Selimiye Camii de, bu padişah tarafından yaptırılmıştır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 51. sayısından (Kasım 2012) okuyabilirsiniz.