Kültür Tarihi, Manşet

Muhabbetle Yanan Kandil Envâru’l Âşıkîn

YAZICIZADE

Kelamı muhabbet ırmağında yıkayıp hikmet ile yoğurmuş Yazıcızade Ahmed Bîcan. Derdini sayfalara döktükçe aydınlanmış iklimler. Söz köz olup yanmış. Ortaya Envaru’l-Âşıkîn çıkmış. Nur saçılmış okuyanın gönlüne. Aşk dediğin ilâhî aşkmış…

Gaziler diyarı güzel Gelibolu’nun bağrında iki aziz kardeş yatar asırlardır. Birinin adı Mehmed, öbürünün adı Ahmed. İki can, iki nur, iki servet…

Devlet kapısında kâtip olan Salih Efendi’nin oğullarıdır onlar. Bundan sebep Yazıcızade diye anılırlar. Yazıcı Salih âlimdir. Melhame türünde bir kitap dahi kaleme almıştır. İşi düzgün, sözü düzgün, özü düzgün bir âdemdir. Oğullarını rahle önünde büyütür. Edebi, erkânı, makamı, duayı, kitabı ve kelamı öğretir. Hakkı hak bilip uğrunda mücadele eylemeyi, bâtılı bâtıl bilip karşı durmayı talim eder iki kardeşe. Kalemi ele alıp meramı sayfaya dizmeyi de bilirler, kılıcı kuşanıp küffar üstüne varmayı da.

Yazıcı Salih, hem kendi okur hem de oğullarını dokur ilim ile. Baba ocağında aldıkları ilk terbiyenin ardından Mâverâünnehir’e ilim öğrenmeye gider iki kardeş. Cümle Fars diyarını ve Anadolu’yu dolaşırlar. Medreselerin bağrında dinlenirler, ilmin otağında gayret kaftanını giyerler. Arapça ve Farsçayı iyice öğrenirler. Tefsir, hadis, mantık, fıkıh ve kelam ile süslenirler. Sonra dönüp dolaşıp gelirler Gelibolu’ya.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 149. sayısından (Ocak 2021) okuyabilirsiniz.

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir