Arz üzerinde inşa edilmiş ilk mabed olan Beytullah, Hz. İbrahim (a.s.) ve Hz. İsmail (a.s.) devrinden beri üzerindeki örtüsünü hiç çıkarmadı. Çünkü; “kıymetli şeyler, setredilir”di ve onu örtmek, ona hürmetin en büyük nişanelerinden biriydi şüphesiz. Aynı sebeple bu mukaddes örtü üzerine, asırlardır müstesna kelimeler de işlenmiştir ve bugün bu ibarelerde küçük de olsa bir değişiklik söz konusu…
Kâbe-i Muazzama’nın örtüsü dediğimizde aklımıza ilk önce Kâbe kapısı üzerinde bulunan bol işlemeli perde gelir. Arama motorlarına “Beytullah örtüsü” yazıldığında, altın tellerle işlenmiş bir kuşağın fotoğrafı çıkar karşımıza. Biz bu makalemizde, bunların haricinde Kâbe-i Müşerrefe’yi dışarıdan boydan boya saran siyah örtüyü ele almak istedik. Umre yahut hac vesilesiyle mukaddes Beytullah örtüsüne yüz sürenler, siyah kumaş örtünün kendinden desenli olup üzerinde bazı yazıların bulunduğunu hatırlayacaktır. Oradaki manevî havadan olsa gerek, pek çok insan dikkat etmese de örtü üzerindeki desenli yazıları okumaya çalışanlar da azımsanamayacak kadar çoktur.
Mukaddes Mekânın Muazzam Örtüsü
Kâbe-i Muazzama’nın dış örtüsüne “Kisve-i Şerife” yahut “Sevbü’l-Kâbe” denilmektedir. Beytullah inşa edildiği günden beri örtüsüz bırakılmamış ve devrin imkânları çerçevesinde bir örtü ile mutlaka örtülmüştür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hulefâ-yı Râşidîn ve Emevîler devrinde sade dokumalı olan örtü, ilk defa Abbasî halifesi Mehdî zamanında yazılı olarak dokunmuştur. Ne yazık ki Hulefâ-yı Râşidîn, Emevîler, Abbasîler, Eyyûbîler ve Memlükler devirlerinden günümüze kadar Kâbe-i Muazzama örtüsü ulaşmamıştır. Mukaddes makamlarda kullanılan örtüler hakkında en sağlam bilgiyi, son 500 seneye ait muazzam bir kumaş koleksiyonuna ev sahipliği yapan Topkapı Sarayı Müzesi’nden öğrenmekteyiz.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 164. sayısından (Nisan 2022) okuyabilirsiniz.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 164. sayısından (Nisan 2022) okuyabilirsiniz.