Düşman gemilerinin cirit attığı denizlerde cesurca dolaşarak başarılarıyla tarih yazmış bir gemimizdirDemirhisar. Ne var ki, Çanakkale sularının ısındığı günlerde, tam 99 yıl önce yine bir nisan ayında son görevine çıkmıştı. Torpidobot Yunan sularında düşman eline geçmemesi için batırılırken, mürettebatı sekiz yıl sürecek bir trajedi bekliyordu…
Yirminci yüzyıla girerken askerî alandaki yatırımını kara ordularının teçhizatında yoğunlaştıran Osmanlı Devleti, bir boğazlar ve denizler devleti olması hasebiyle denizcilik sahasında da birtakım teşebbüsler ve yatırımlar yapıyordu. Kısa süredir ayak sesleri kuvvetlice duyulmaya başlayan “büyük harp” için iki kritik noktanın, yani Çanakkale ve İstanbul Boğazı’nın ne yapıp edip güçlendirilmesi gerekiyordu. Nitekim Çanakkale’deki büyük hesaplaşmadan senelerce evvel (1897) Sultan İkinci Abdülhamid’in kimyageri Miralay Bongoski Bey, Çanakkale Boğazı’ndan düşman gemilerinin geçmesini engellemek amacıyla mayın döşenmesini teklif etmişti.
Bunun yanında Osmanlı donanmasının gemi ihtiyacını karşılamak için gelişmeler takip edilmekte ve Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelere sipariş verilen zırhlılarla donanma güçlendirilmeye çalışmaktaydı.
Yani Osmanlı Devleti büyük savaşa kendini hazırlamaktaydı.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Nisan (68. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.