1878’de Osmanlı-Rus savaşı sonunda yapılan Berlin Antlaşması’nı fırsat bilen Avusturya hukuka aykırı olarak Bosna-Hersek’i işgale başlamıştı. “Dirlik, refah ve hürriyet getireceği”, “Müslümanları uygarlaştıracağı” iddiasıyla kamuoyunun gözü boyanırken hem Müslümanlara hem de yerli Ortodoks Hıristiyanlara zulüm, işkence ve haksızlık yapmıştı. Yurtlarından çıkıp uzak yerlere göçmeye zorlanan halkın durumu, Osmanlı Devleti’nin asırlarca sağladığı huzur ve refahı sözde medenî dünyaya göstermişti…
Osmanlı Devleti 1877 yılında Ruslarla yaptığı savaşı kaybedince 3 Mart 1878’de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’nı imzalamıştı. Yapılan antlaşma, Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki hâkimiyetini hemen hemen ortadan kaldırıyordu. Zira antlaşmaya göre Rusya güdümünde bir Bulgaristan devleti kuruluyor, dolayısıyla Osmanlıların Bosna-Hersek eyaleti ile bağı tamamen kesiliyordu. Diğer taraftan Rusya, İstanbul’un çok yakınına gelmiş olacak, dolayısıyla Boğazlar, İstanbul ve Balkanlar büyük bir tehlike karşısında kalacaktı.
Ancak antlaşma hükümleri Avrupalı devletlerin çıkarlarına ters düşüyordu. Bu sebeple kendi lehlerine olacak bir çözüm şekli tespit etmek üzere 13 Haziran 1878’de Berlin’de bir kongre topladılar.
Berlin Kongresi’ni toplamaktan maksat, Osmanlılardan çok Avrupalı güçlerin Rusya karşısında menfaatlerini koruma altına almaktı. Zaten Berlin Antlaşması, genellikle Osmanlı delegelerinin fikirleri dikkate alınmadan, 13 Temmuz 1878’de karara bağlanmıştır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 51. sayısından (Kasım 2012) okuyabilirsiniz.