Selçuklu’dan beyliklere ve Osmanlı’ya kadar asırların tecrübesiyle yoğrulmuş Anadolu ’muzun başşehirleri… Kim bilir kaç savaşa, kaç zafere şahit olmuş ata yadigârı toprakları yöneten şehirlere tarihin izini sürebileceğiniz küçük bir pencereden bakmaya ne dersiniz?..
Konya, Beyşehir, Bursa, İznik… Anadolu’da nice devletlere, beyliklere merkezlik yapmış, nice sultanlara, hanlara tahtgâh olmuş bu toprakların şanlı mazisine, Anadolu’nun ihtişamlı dağları, coşkun nehirleri ve kabuklarında inatla yaşayan koca çınarlar şahit. Gökteki yıldızlar ve göldeki balıklar da…
Selçuklu’nun Gölgesinde
Konya; firuze kubbeli türbeleri, tarihî camileri, medreseleri ve Hz. Mevlana’sı ile eski bir Selçuklu başşehri. Eski çağlardan kalma bir yerleşim olan Alaeddin Tepesi etrafında gelişen şehir, özellikle Selçuklu mimarîsinin en güzel numunelerini aksettiren mekânlarıyla her yıl milyonlarca ziyaretçiyi kendine çekiyor.
Konya’daki ilk durağımız, Karatay Medresesi. 1251tarihli medrese, kesme taş ve sırlı tuğlanın uyumunu yansıtan mimarîsi, çinili kubbesi ve zengin bezemeleriyle Orta Çağ Türk sanatının güzide örneklerinden biri. Karatay Medresesi’nden Mevlana Türbesi’ne uzanan yol, Hükümet Konağı’nın önünden geçip Konya’nın eski çarşısının bulunduğu caddeye çıkıyor. Firuze çinilerle kaplı Kubbe-i Hadra’nın 16 dilimli muhteşem kubbesinin önünde fotoğraf çektirmek, Konya’ya mahsus klasiklerden. Orta Çağ’da Selçuklu sarayının gül bahçesi olan müzenin avlusunda gezinirken mis kokulu güller, ziyaretçilerini alır götürür sanki o günlere… Mevlana Türbesi’nde sandukaların yanı sıra, el yazması Kur’ân-ı Kerîm ve muhtelif kitaplar, levhalar, derviş kıyafetleri, Hz. Mevlana’nın şahsî eşyaları vb. sergileniyor. Buradaki en etkileyici nesnelerden biri de “nisan tası”. Vaktiyle, nisan yağmurları bu kapta toplanır, dualar okunduktan sonra içine Hz. Mevlana’nın sarığının ucu batırılan su, ziyaretçilere sunulurmuş. Türbenin çevresindeki taş konakların büyük bölümü ise hat, çini, ebru ve tezhip atölyelerine ayrılmış.
Konya’daki bir diğer durağımız, şehrin ortasında bir eski zaman mücevheri gibi parıldayan İnce Minareli Medrese oluyor. Alaeddin Tepesi de çok yakınımızda… Zirvesine taş basamaklarla tırmanılan tepe, şehrin en yüksek noktası. Tepenin kuzeyindeki Alaeddin Camii, Anadolu Selçuklu mimarîsinin en güzellerinden biri. Şehrin hemen her yanında karşınıza çıkacak çift başlı kartal figürü, Konya’nın Orta Çağ’da merkezliğini yaptığı Selçuklu Devleti’nin askerî armasını simgeliyor. Şehirdeki en zarif Selçuklu yapılarından biri de bulunduğu caddeye adını veren Sırçalı Medrese. 12. Yüzyılda Doğu’nun bilim ve sanat merkezi olan Konya’da Selimiye Camii’nden beş dakikalık yürüyüşle ulaşılabilen Akçeşme Mahallesi’ndeki eski Konya evleri, bir labirenti andıran dar ve kıvrımlı yollar boyunca, kalın avlu duvarlarının ardına gizlenmiş birer sırra benziyor.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 110. sayısından (Ekim 2017) okuyabilirsiniz.
Çok etkilendim. Çok teşekkürler