Osmanlı’dan Kisve-i Şerife’ye Karantina!
Dünyayı saran COVID-19 salgını sebebiyle ciddi bir karantina uygulamasıyla karşı karşıya kaldık. Bundan sonraki günlerimizde de belki bu salgın gerçeğini her an ensemizde hissetmeye devam edeceğiz. İnsanlar geçmişte de bu tarz uygulamalara maruz kaldılar. Modern manada karantina tedbirleri, 19. yüzyılda başlamıştı. Osmanlı da bu asırda yaşanan salgınlarda ciddi ve çok yönlü tedbirler almıştı. Bunlardan en dikkat çekeni belki de Kisve-i Şerife’ye uygulanan karantina uygulamasıydı.
Osmanlı Arşivi’nde yer alan vesikalara göre, 1847-1848 ila 1892-1895’te “illet-i âdiye” olarak da anılan kolera salgını, çok sayıda insanın ölümüne neden olmuş. Bunun üzerine karantina tedbirleri İstanbul’dan Kudüs’e, Beyrut’tan Bağdat’a ve mukaddes beldelere kadar uzanmış. 1847-1848 salgınında Mekke-i Mükerreme’den getirilen Kâbe-i Muazzama örtüsü, üç günlük karantina sonrası Topkapı Saray-ı Hümâyûnu’nda Hırka-i Şerif Dairesi’ne nakledilmiş. Ayrıca 1850’de Haremeyn’den getirilen Ferâşet-i Şerife torbalarına da aynı tedbirler uygulanmış. Bu tarihlerde Topkapı Sarayı’nda vazifeli memurların sıhhî tedbirlere titizlikle uymaları, temastan uzak durmaları gerektiğinin tebliğ edildiği görülüyor.
(Kisve-i Şerife, hakkında detaylı bilgi için: Kutsî Elbise Kisve, Yedikıta Dergisi 132. Sayı/Ağustos 2019)
Hırsızlar, Tarihî Medresenin Kubbesine Musallat Oldu
Geçtiğimiz ay, tarihî Kılıç Ali Paşa Medresesi, tuhaf bir soyguna sahne oldu. Salgın sebebiyle meydanı boş bulan hırsızlar, medresenin kubbesindeki kurşunları çaldı. Hem de bir hafta arayla iki defa! Yaklaşık 1,5 kg kurşunu sökerek çalan hırsızlar, tarihî yapıda ciddi hasara da sebep oldu. Kubbenin açıkta kalan yerleri, geçici süre için naylon örtüyle kapatıldı. Bu hırsızlık vakası daha önce de defalarca yaşanmış. Şimdi polis, güvenlik kamerasına yakalanan hırsızları arıyor.
İstanbul Tophane’de bulunan tarihî yapı, 1580 yılında, Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. İçerisinde cami, medrese, türbe, sebil, mektep ve hamamın yer aldığı yapılar topluluğu, bir külliye olarak inşa edilmiş. 16. yüzyıldan bu yana bozulmadan gelen nadir eserlerden biri olan Kılıç Ali Paşa Camii’nin planı, Ayasofya ile benzerlik gösterir. En önemli hususiyetlerinden biri de deniz üzerinde inşa edilen ilk cami olmasıdır.
Norveç’te Vikinglere Ait Eserler Bulundu
Norveç’in kuzeyinde 2011 yılından beri devam eden buzul erimeleri, Vikinglere ait eşyaları gün yüzüne çıkardı. Ortaya çıkan eşyaların, 300 ila 1000 yılları arasında kullanıldığı tahmin ediliyor. Nal ve kızak parçaları gibi eserlerin ortaya çıktığı çalışmada; bıçak, ahşap iğne, ahşap bir çırpma teli gibi kalıntılara da rastlandı. En dikkat çekici ürünlerden bazıları da mavi tekstil bezleri, Viking eldivenleri, ayakkabılar…
Bulunan kalıntılar, buzullar sayesinde sanki yüzyıllar veya binlerce yıl değil de kısa bir süre önce bırakılmış gibi duruyor. Vikingler, Erken Ortaçağ’da İngiltere ve Kuzey Fransa gibi ülkelere yaptığı akınlarla biliniyor.
Savaşçı bir kavim olan Vikingler, dünya üzerinde çok geniş bir coğrafyaya yayılmış. Vikingler, özellikle paralı askerler olarak Bizans ordusunda önemli vazifeler almış. Ekserisi Vikinglerden meydana gelen Vareg Muhafızları denilen birlik, Bizans imparatorlarının şahsî korumalığını yapıyordu. Hatta Malazgirt Harbi’nde Selçuklulara karşı savaşmış ve harbin sonuna kadar Romen Diyojen’i korumaya çalışmışlardı.