Eminönü’nde inşa edilen ve bir Ni’me’l- Ceyş hatırası olan Arpacılar Camii, 571 yıldır ayakta. Akşemseddin Hazretleri’nin zikir ve fikirdaşı olan Mehmed Geylanî Hazretleri’nin dergâhı olarak inşa edilen yapının arazisi, bizzat İstanbul Fatihi tarafından verilir. Zaman zaman yangınlara ve depremlere maruz kalan tarihî yapı, fetihten sonra İstanbul’da yapılan ilk camilerden birisi. Kürsüsünde nice âlimin va‘z u nasihat ettiği tarihî cami, görülmeye değer…
Fatih Sultan Mehmed Han ve ordusu tarafından fetholunan İstanbul’un bazı mahalleri, fethe katılan komutanlara, ilim ve tasavvuf erbabına tahsis olunmuştu. Böylelikle, muhitlerinde vakıflar inşa edip bulundukları mahallin, kısa zamanda İslâmî havaya bürünmesini sağlamak istemişlerdi. Nitekim fethe iştirak eden ilim ordusundan Sultan Fatih’in hocası Hoca Hayreddin Efendi’ye, Fatih Kazancılar mevkiinde tahsis olunan yere Üç Mihraplı Cami bina edilmiş, İslâmî terbiye verilmeye başlanmış; İstanbul’a göç ettirilen Müslüman Türkler, burada kısa zamanda İslâm mahallesi kurmuşlardı.
Yerini Sultan Fatih Vermişti
Bir Ni’me’l-Ceyş hatırası olan Arpacılar Camii de Eminönü’nde, Yeni Camii’nin hemen yakınında yer almaktadır. İstanbul’un fethine katılan Şeyh Mehmed Geylanî ve kardeşi Ali Geylanî Hazretleri tarafından fetihten hemen sonra mescid/tekke olarak yaptırılmıştır.
Geylanî kardeşler, Seyyid Abdülkadir Geylanî (rah.) neslinden ehl-i tasavvuf kimselerdi ve fetihten evvel Bursa’da yaşıyorlardı. Buna nispetle Bursa Tekkesi ve Şeyh Mehmed Geylanî Mescidi olarak da bilinen Arpacılar Camii’nin yeri, Fatih Sultan Mehmed tarafından Geylanî kardeşlere mülknâme ile verilmişti. Caminin kesin yapım tarihi bilinmiyorsa da fetihten bir-iki sene sonra bina olunduğu tahmin edilmektedir.
Yok Olmasına Son Devir Padişahları Mani Oldular
Arpacılar Camii’nin, İstanbul’un geçirdiği doğal afetlerde birçok defalar harap olup tekrar yapıldığını, tarihî kaynaklardan öğrenmekteyiz. Nitekim caminin cümle kapısının üzerindeki kitabesinden, Sultan İkinci Mahmud Han’ın emriyle 1246/1830-1831 tarihinde, yeniden inşa suretiyle ihya edildiğini görüyoruz.
Arşive intikal eden 6 Nisan 1837 tarihli bir belgede de Sadrazam Mehmed Emin Rauf Paşa, Şeyh Mehmed Geylanî Cami-i Şerifi’nin, harabe olduğundan bahisle, tamiri için Sultan İkinci Mahmud Han’a sunduğu takrir üzerine padişah: “Manzûrum olmuştur, işbu takririn vechile meblağ-ı mezbûr otuz dokuz bin yedi yüz bu kadar guruş hazîne-i mezkûreye masraf kayd edilsin.” diyerek caminin tamirinin hemen yapılmasını istemişti.
Yine Sultan Abdülmecid döneminde Evkaf Nazırı Bursalı Ali Rıza Efendi, Meclis-i Vâlâ’ya sunduğu takririnde, Arpacılar Camii ve müştemilatının tamir masrafının Evkaf-ı Hümâyûn bütçesinden karşılanmasına izin istemiş ve tamirat böylece yapılabilmişti. Sultan İkinci Abdülhamid Han devrinde ve 1970’lerde tekrar elden geçirilerek günümüze ulaşan cami, birçok hatıraların insanların gönlüne nakşedilmesine vesile olmuştur. Arpacılar Camii cemaati, Cumhuriyet döneminde de ehlince yapılan irşadî vaaz ve nasihatlerden istifade etmiştir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 188. sayısı (Nisan 2024) okuyabilirsiniz.