Bugün pek çoğumuzun sadece ismini duyduğu lâlenin Osmanlılar zamanında geliştirilmiş binlerce çeşidinin olduğunu biliyor muydunuz?


Bugün pek çoğumuzun sadece ismini duyduğu lâlenin Osmanlılar zamanında geliştirilmiş binlerce çeşidinin olduğunu biliyor muydunuz?

Bu topraklardaki en eski cetlerimizden Selçuklular, Orta Asya’dan Anadolu’ya ciddi bir kültür tecrübesiyle gelmişlerdi. Burada yeni bir kültürle karşılaştılar. Bunların içinden de dinlerine ve örflerine münasip olanları kendi kalıplarında yeniden şekillendirip bünyelerine kattılar.

“Bundan 20 sene önce, birkaç kez Sultan Abdülhamid’e yaklaşmak fırsatı bulmuştum. Daha önce söylediğim gibi şimdi de ifade edeyim ki, Sultan Abdülhamid asla ve kat‘â Batı’daki yazar müsveddelerinin ‘Kızıl Sultan’ dedikleri zalim despot olmamıştır…”

Ruslar Silistre’de cami, medrese, mektep demeden asırlardır biriken kültür değerlerimizi yerle bir etmişti. Moskof yaralarının sarılmaya başladığı o günlerde Sultan İkinci Mahmud, Silistre’nin yeniden ihya edilmesine önderlik etmişti…

Çukurçeşmeler, 16. asır İstanbulu’nda büyük ihtimalle de ekserisi Mimar Sinan tarafından yapılmış, özellikli yapılardı. Bunların Ayasofya ve Sultanahmet civarında yoğunlaştığı söylenebilir. Nitekim son yıllarda, Ayasofya’nın hemen önünde, on yıllardır üzerinden gelip geçtiğimiz ama hiç haberimiz olmayan yeni bir çukurçeşme keşfedildi…