Devlet-i Âl-i Osman’ın saray duvarlarında yankılanan pek çok ses şairlere aitti… Kelimeler kâmusun derinliklerinden çıkarılır, hayatın içine sokulur ve ruha dokunurcasına yoğrulurdu. Her bir beyti “kuyumcu nezaketi”yle işlenen divan şiirlerinden birisi de klasik edebiyatımızın ustalarından Fuzulî’ye aittir…
Şiir kelimelere hükmetme gücüdür. Kelimeler ise dilin ordusudur. Bir dilin şiiri tükenmeye durduğunda medeniyeti buharlaşmaya koyulur. Sesine söz geçiremez hale gelen insan, dağarcığından fışkıran sözlerin manalarını idrak edemez olur.
Dünya tarihine bakın. Medeniyetlerin şiirde yükseldikçe “zemin”de yerleştiğini göreceksiniz. Ve şiir tükendikçe insanların kendi medeniyetlerini yerdiği göreceksiniz. Ve kelimelerine hükmedemeyen devletlerin ordular önünde eridiğini göreceksiniz. Ve insan asaletinin şiirin kudretine endeksli olduğunu göreceksiniz.
Büyük bir özlemle yad ettiğimiz Devlet-i Âl-i Osman’ın saray duvarlarında yankılanan pek çok ses şairlere aitti. Kelimeler kâmusun derinliklerinden çıkarılır, hayatın içine sokulur ve ruha dokunurcasına yoğrulurdu. Her bir beyti “kuyumcu nezaketi”yle işleyen divan şairleri, medeniyetimizin ses mimarları olarak hak ettikleri değeri görürlerdi.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ekim (27. Sayı 2010) sayısından okuyabilirsiniz.