Kapak, İslam Tarihi, Manşet, Sanat Tarihi

Kıymeti Cihan Değer Mukaddes Emanetler

mukaddes emanetler

İslâm tarihinin en kıymetli zamanı olan Asr-ı Saadet’te Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellemle müşerref olarak onun ashabı olanlar, bu derin hazzı iliklerine kadar hissetmişler, ilk olma şerefiyle hatırlananlar bu muhabbeti doyasıya yudumlamışlardır. Sevgilerinin tezahürü olarak Allah Rasûlü ile uzaktan yakından alâkası olan maddî emanetleri de aziz hatırası gereği saklamışlardır. Aleyhissalâtü vesselâm Efendimiz’in kullanmış oldukları mukaddes eşyalardan Sakal-ı Şeriflerine kadar neleri varsa hepsini korumuşlar ve yeni kuşaklara aktarabilmişlerdir…

İnsanlık tarihi içerisinde en çok sevilen, hürmete en fazla layık olan insan hiç şüphesiz Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemdir. Kur’ân-ı Kerîm’de peygambere itaat şart koşulduğu gibi onu sevmek, ona teslim olmak emredilmiş ve onun huzurunda riayet edilecek birtakım kural ve kaideler de ortaya konulmuştur. İnsanlığın iftiharı ve kâinatın eşsiz güneşi olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hem kendi devrinde hem de irtihalinden sonra geçen asırlar boyunca sevilmiş, muhabbet edilmiş ve her daim ona hasret duyulmuştur.

Allah Rasûlü’ne (s.a.v.) duyulan sevginin tezahürü olarak Efendimiz’e ait mukaddes eşyalar, onun aziz hatırası gereği saklanmış ve yeni kuşaklara aktarılabilmişlerdir. Bunlardan bazıları hatırı sayılır aileler nezdinde himaye edilirken, bazı mukaddes eşyalar da halifeler vasıtasıyla muhafaza edilerek âdeta hilâfetin sembolü olmuşlardır. Maldan, candan ve makamdan mübarek sayılıp muteber tutulan bu kıymetli emanetler, nesilden nesile mukaddes bir eşya ve ebedî bir miras olarak intikal etmiş ve muhafaza edilmiştir.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi 109. sayısından (Eylül 2017) okuyabilirsiniz.

TANITIM VİDEOSU İZLE

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir