Tarihin seyrini değiştirecek mücadele, yetim kalan iki kardeşin, dedeleri himayesinde büyümesiyle başladı. Yurt edinmek için oradan oraya göç etmek zorunda kalan Selçukoğulları, sahip oldukları topraklarda amansız mücadele verdiler. Hasımların saldırılarını üst üste üç defa büyük kararlılıkla bertaraf ettiler. Kazandıkları zaferler, onların yeni bir devlet olarak tarih sahnesine çıkmasına zemin ve imkân sağladı…
Ehl-i Sünnetin Müdafîleri Selçuklular
Müslüman Türklerin kurduğu ilk cihanşümul devlet olan Büyük Selçuklular, pak itikatlı, samimi Müslümanlardı. Onlar, İslâm’a yönelen tehditlerin bertaraf edilmesinde önemli rol oynadılar. Özellikle Ehl-i Sünnet akidesinin, sahih itikadın müdafîleri ve muhafızları oldular. Müslümanlar arasında nifak tohumları eken bozuk cereyanlara karşı daima teyakkuz hâlinde olan Selçuklular, âlem-i İslâm’da dirlik ve birliği tesis ettiler…
Halifenin Elçisine Gösterilen Nezaket
İslâm dünyasının manevî otoritesini elinde bulunduran Abbasî hilafeti, Türk-İslâm devletleri için meşruiyetin ve bağımsızlığın kaynağı olarak görülmekteydi. Sultanlar tahta çıktıklarında halifeye elçi gönderirlerdi. Halife hazretleri de iade-i ziyarette bulunmak üzere kendi elçilerini ve hükümdarın bağımsızlık alâmetlerini gönderirdi. Türkiye Selçuklu sultanı Alâeddin Keykubad da tahta çıktıktan sonra aynı usulü takip etmişti. Abbasî halifesi tarafından gönderilen elçiyi büyük bir merasimle karşılamış, saygıda kusur etmemişti…
Anadolu’nun Mimarı Selçuklu’nun Ulu Sultanı Alâeddin Keykubad
Köyden şehre, minareden eyvana, kalpten kalbe Anadolu’yu hane hane işleyen bir sultandır Alâeddin Keykubad. Bu toprakların günümüzde de sahip olduğu sınırların ilk sahibidir diyebiliriz ona. Dokuz yılı Bizans’ta, sekiz yılı da Malatya’nın muhkem kalelerinde geçen on yedi yıllık sürgün hayatına mukabil, on yedi yıl sürecek saltanatı boyunca, elinde İslâm sancağıyla doğudan batıya, kuzeyden güneye ordular sevk etmişti. En büyük destekçileri ve danışmanları arasında hakikî âlimler ve sûfîler vardı. O, Selçuklu’nun “Uluğ” sultanıydı…
Sultan Alâeddin ve Anadolu’ya Vurulan İslâm Mührü
Anadolu Selçuklu Devleti’nin muhteşem sultanı Alâeddin Keykubad devri (1220-1237), ilim ve irfanın zirveye ulaştığı altın çağdır. Zira Moğol istilası sebebiyle Türkistan, Harezm ve Horasan’dan ayrılmak zorunda kalan birçok mutasavvıf, âlim, derviş ve şeyh, Anadolu’ya gelmiş, Selçuklu sultanlarının maddî ve manevî destekçileri, danışmanları olmuşlardı. Anadolu’da birçok tekke ve zaviye kurmuşlar, özellikle Sultan Alâeddin Keykubad’ın destek ve ilgisini kazanmışlardı. Bu durum, 13. asır Anadolu’sunda sosyal, ekonomik, dinî ve kültürel hayatı büyük ölçüde etkilemişti…
Bir Devlet Felakete Nasıl Sürüklendi? Kösedağ Savaşı
Türkiye Selçuklu Devleti ve Anadolu tarihi açısından önemli bir savaştı Kösedağ. Selçuklu tarih sahnesinden çekilecek, Anadolu işgale uğrayacaktı. Sultanın ve …
Bağdat’ı ve Halifeyi Esaretten Kurtaran Tuğrul Bey
Büyük Selçuklu Devleti’nin tarih sahnesine çıktığı devirde Sünnî Abbasî hilafeti, Şiî Büveyhî ve Fatimîlerin baskısı altındaydı. Hilafet merkezi Bağdat işgale …
Bu Cihandan Selçuklu Sultanları Da Geçti
Müslüman Türkler tarafından kurulmuş ilk büyük devlet olan Selçuklular, tarih sahnesine 11. asırda çıktılar. Orta Asya’nın bozkırlarından Müslümanların kızıl elması …
Anadolu’da Hak-Batıl Mücadelesi
İslâmiyet’le müşerref olan Selçuklular, dini tebliğ vazifesini üstlenmişler aynı zamanda Nizamiye Medreseleri başta olmak üzere Anadolu’da açılan diğer medreselerle de …
Tevârîh-i Âl-i Selçuk Olmadan Selçuklu Tarihi Yazılamaz
Selçuklu tarihi sahasında yapılan çalışmalar oldukça az. Bunun üzerine bir de az okuma problemi eklenince, yayınevleri ister istemez ekonomik kaygılardan …