Nasreddin Hoca; her yaştan, her milletten insanın adı üstünde “hoca”sıdır. Hikmetli bir gönül ehli ve nükte dehasıdır. Kavuğuyla, cübbesiyle, kürküyle, eşeğiyle medeniyetimizin tebessüm ettiren yüzüdür.


Nasreddin Hoca; her yaştan, her milletten insanın adı üstünde “hoca”sıdır. Hikmetli bir gönül ehli ve nükte dehasıdır. Kavuğuyla, cübbesiyle, kürküyle, eşeğiyle medeniyetimizin tebessüm ettiren yüzüdür.

Şüphe yok ki İstanbul başlı başına bir güzellik âbidesi. Bir de üzerinde zamanın hikâyelerini taşıyan taş şahitleri var bu şehrin.

Borneo, Dünya’nın en büyük üçüncü adası olmasının yanında; üzerinde üç farklı ülke bulunan tek yer. Ada toprakları Endonezya, Malezya ve Brunei Sultanlığı tarafından paylaşılmış durumda.

Kendimi bildim bileli “Nerelisin?” sorusuna verdiğim “Akşehirliyim…” cevabının akabindeki cümle, “Demek, Hoca Nasreddin’in hemşehrisisin.” olur. Şehir ile Hoca’nın ismi hep birlikte anılır, kaderi beraber yazılıdır.

Yazımızda, bazılarımızın büyüklerinden duyduğu, birçoğumuzun bilgi ya da fikir sahibi olmadığı halk takvimini anlatacağız…

Mısır’da hüküm sürmüş olan Memlük Devleti, iki buçuk asrı aşan hâkimiyeti boyunca siyasî, iktisadî ve kültürel alanlarda mühim bir yer edindi. Döneme damgasını vuran Kârimîler ise hem İslâm hem de Memlükler devri iktisat tarihi açısından önemli bir tüccar topluluğu olarak temayüz etmişti.

Yazımızda, Valide Hatice Sultan tarafından yaptırılan Yeni Camii Sıbyan Mektebi’nin hazin hikâyesine yer veriyoruz…

Halk Takvimi için hazırladığımız infografik çalışmamızı, linke tıklayarak inceleyebilir; indirip çıktısını alabilirsiniz…

Mühür, zarif bir sanatın Osmanlı’daki yansımasıdır. Sahiplik de bildirir, onayı da ifade eder bu küçük kalıplar. Bazıları da vardır ki sahibinin niyazını, Hazret-i Allah’a duasını nakşeder kâğıtlara…

Buradaki mesele, “mektup”tan biraz fazlası… Zira bugün kullanılmıyor diye yan gözle baktığımız mektuplar ve diğer yazışma usullerini öğrenmenin, geleceğin muhakeme kabiliyetine sahip berrak ve faal zihinlerini yetiştirmedeki payı büyüktü…