İkrime Bin Ebû Cehil (r.a.) kabri

İslâm’ın Azılı Düşmanının Oğlu Nasıl İslâm Kumandanı Oldu? İkrime Bin Ebû Cehil (r.a.)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Yâ Rabbi!.. İkrime ne kadar bana düşmanlık etmiş ise, senin nurunu söndürmek için ne kadar adım atmış ve isyanda bulunmuş ise ve benim hakkımda; ister yüzüme karşı, ister arkamdan olsun, ne kadar kötü laf söylemiş ise hepsini affet.” diye dua ettiler. İkrime de “Bu benim için yeter yâ Rasûlallah!” dedi ve ilave etti: “Ben, insanları Allah yolundan alıkoymak için nerede ne yapmışsam, onun iki katını Allah yolunda yapacağıma söz veriyorum.”…

Mescid-i Nebevi

Sevgili Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Naaşını Roma’ya Kaçırmak İstediler

Âlemlere rahmet olarak gönderilen, İki Cihanın Serveri Sevgili Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) dünya hayatındayken ikametgâhları ve vefatından sonra da istirahatgâhları olan Hücre-i Saadet, tarih boyunca büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Her ne kadar inanılmayacak gibi görünse de Hıristiyan dünyası, iki defa, Efendimiz’in (s.a.v.) naaşını çalmaya teşebbüs etmiştir…

Sadi Şirazi

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî’den İlhanlı Hükümdarına Nasihatler

Şu fani dünyaya nice sultanlar nice kisrâlar gelmiş; kimi adaletiyle kimi ilmiyle kimi de zalimliğiyle akıllarda yer edinmiştir. Ancak en zalim hükümdar bile nasihate hayır diyememiştir. Edebiyat tarihimizde pendname olarak da adlandırılan pek çok nasihatname bulunur. Fars edebiyatının büyüklerinden Sâdî-i Şîrâzî de nasihatname denince ilk akla gelenlerden. Onun, henüz alevi sönmemiş Moğol zulmü zamanında, İlhanlı hükümdarına yaptığı nasihatler, oldukça dikkat çekici…

Mute Savaşı

Romalılarla İlk Mücadele Mûte

Orduya katılanlarla, tayin edilen kumadanlarla, savaş için kat edilen mesafeyle, karşılaşılan düşmanın büyüklüğüyle, dönüş yoluyla ve hatta döndükten sonrasıyla Mûte, hakikaten tam bir mücadele idi; hem düşmana hem de insanın en büyük düşmanı olan nefse karşı…