Mimar Sinan İstanbul’a su getirmek için 33 su kemeri inşa etmiştir. Bunlardan her biri abidevî birer eser olan Kovukkemer, Paşa Kemeri, Uzun Kemer, Moğlova Kemeri ve Güzelce Kemer, uzun yıllar suya hasret olan İstanbul’a su taşımışlardır.
İnsanoğlu suya daima ihtiyaç duymuş ve yerleşim alanlarını da bu ihtiyacına uygun olarak çoğunlukla akarsu kenarlarına inşa etmiştir. Ancak bu her zaman böyle olamamış kimi yerleşim yerleri su kaynaklarından uzak yerlere kurulmuş veya mevcut su kaynakları şehrin nüfusunun su ihtiyacını karşılayamamıştır. Bu durum da uzak diyarlardan yerleşim mahalline suyu taşıma fikrini doğurmuştur.
Geçmişte ortaya çıkan ihtiyaç üzere inşa edip, uzun süre kullandığımız, artık birer tarihî eser olan yapılardan biri de su kemerleridir. Batılı kaynaklarda çoğu kez Roma ve Bizans yapısı olarak adlandırılan su kemerleri birer mimarî ve mühendislik harikası olmalarını büyük usta Mimar Sinan’a borçludurlar; zira en mükemmel konuma onun sayesinde gelmişlerdir.
Su, Kemerle Nasıl Buluşurdu?
Su kaynağı ya da akarsuyun yatağı suyun ulaşacağı yerden daha yüksekte olmalıdır. Zira suyu hareket ettiren kendi ağırlığı ve yatağının eğimidir. Suyolunun bir vadiden geçmesi gerektiğinde, istenen eğim kaybolacağından vadiye, köprü benzeri ayaklı kemerler inşa edilir ve su, bu kemer üzerinden yoluna devam ederdi.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ağustos (12. Sayı 2009) sayısından okuyabilirsiniz.