İstanbul’un fethine açılan kapıdır İznik. Doğu Roma’nın en önemli şehirlerinden biri. Böylesine mühim bir merkezin fethinden sonra neler yaşanmıştı? Hıristiyan ahaliye nasıl muamele edilmişti? Şehir kendi hâline mi bırakılmıştı yoksa camisiyle, imaretiyle, medresesiyle, hanı ve hamamıyla kısa süre içinde mamur bir İslâm beldesi mi olmuştu?
Evvela İznik’i tanıyabilir miyiz? Bizans ve Osmanlılar açısından önemi neydi bu tarihî şehrin?
İznik, Bizans’ın mühim bir şehriydi. Tabi o zamanki adı Nikea yahut Nikaia. Arap kaynaklarında Nîkıyye diye geçer. Hıristiyanlığın ilk konsilleri burada toplanmış. Birçok üst düzey kilise yetkilisi burada görev almış, bu şehirden gelip geçmiş, kimileri de ardında hatırı sayılır mektup koleksiyonları bırakmış. Ancak bunların çoğu Nikaia’ya değinmemiştir bile. Çünkü bunlar ya zamanlarının tümünü başkent Konstantinopolis’e giderek yahut onu düşünerek geçirmiş. Nikaia’nın Konstantinopolis ile sıkı bağının diğer bir sebebi de başkentin sebze bostanı olmasıydı.
İznik, Emevîler tarafından kuşatılmış ancak fetih nasip olmamış. Ardından Türkiye Selçukluları tarafından Malazgirt Savaşı’ndan yaklaşık dört yıl sonra fethedilip Oğuzların Anadolu’da kurmuş oldukları devletin başşehri olmuş. 16 yıl kadar Selçuklularda kalmış daha sonra tekrar Bizans’ın eline geçmiş. Osmanlıların 1331 Mart’ında burayı fethine kadar İznik, Türkmen-Bizans veya Dârü’l-Harb-Dârü’l-İslâm sınırı olarak görülmüş.
Osman Gazi devrinde başlayan İznik kuşatması, özellikle Bapheus (Koyunhisar) Savaşı’nın kazanılmasının (Temmuz 1302) ardından daha da şiddetlenmiş. Kaynaklarda anlatıldığına göre kuşatma, 30 yıl sürmüş.
Osmanlı devrine ait ilk bilgilerimiz nereden?
İznik’le alâkalı bilgi veren ilk kaynağımız, fetih sonrası şehre gelen ve burada atının da rahatsızlığı sebebiyle 40 gün kalan meşhur seyyah İbn-i Battûta. O; “Şimdi bomboş olan şehirde saray hizmetkârlarından birkaçı ve sultanın hanımı oturuyor. Şehir ahalisine hükümranlık eden erdemli, iyi yürekli bir kadın…” cümleleriyle, İznik hakkında Osmanlı fethi sonrası ilk bilgiyi verir.
Röportajın tamamını Yedikıta Dergisi 158. sayısından (Ekim 2021) okuyabilirsiniz.
Ben çok seviyorum okumayı ama bazı insanlar izlemeyi tercih ediyor tanıtım kısa vidyolar çok güzel mesela geçen sene şeyh Hamdullah vidyo özet anlatım çok çok güzel olmuştu teşekkür ederim emeği geçen herkese 🌷