Yedikıta Dergisi olarak Evliya Çelebi’nin Türkiye’deki tek izi, Karaman’da Pir Ahmed Camii’ndeki yazısını Nisan 2011’de kapağımıza taşımış ve sizleri bu kıymetli bilgiden haberdar etmiştik. Aradan altı yıl geçti, bu mevzuyu tekrar gündeme alma ihtiyacı hissettik. Zira Çelebi’nin ülkemizdeki en müşahhas izi yok olmak üzere!..
Vefatından 400 yıl geçmesine rağmen dünyaya mâl olan Evliya Çelebi’nin gezdiği yerlere ait çok az bilinen bir özelliği vardı. Evliya Çelebi, uğradığı yerlerde bir yere mutlaka kendine ait bir not bırakırdı. Seyahatname’nin birçok yerinde, bu notlardan bahsedilir. Evliya Çelebi seyahatleri sırasında uğradığı şehirlerde ziyaret ettiği camilerin uygun yerlerine yazdığı metinlerle bir hatıra, bir iz bırakmayı âdet edinmişti. Bu yazılarda, kendi isminden sonra burayı ziyaret ettiği yılı ve kendisine bir Fatiha okunmasını yazarak hakkında küçük bilgiler vermeyi ihmal etmemiştir. Evliya’nın bu notlarından Bulgaristan ve Bosna’daki birer örneği zamanımıza kadar gelmiştir.
Evliya Çelebi’nin bu notlarından Türkiye’de sadece 2 örnek bulunmaktaydı. Bunlardan Adana Hasan Ağa Camii’nde bulunan Evliya’nın yazısı 1998 yılında meydana gelen deprem sonrası restorasyon kurbanı olmuş, sütun temizliği sırasında silinmiş ve yok edilmiştir.
Evliya Çelebi, 1671 yılında çıktığı Hac yolculuğu sırasında Karaman’dan geçer ve burada birkaç gün kalır. Bu esnada, kale civarında bulunan Pir Ahmed Camii’nin kapısının sol tarafındaki taş söveye “seyyah-ı âlem Evliya ruhiyçün Fatiha, sene 1082” yazısını yazar. Yazı, karşıdan bakınca
caminin taç kapısının sol sövesindedir. Yerden yaklaşık 1,80 metre yüksekliktedir. Oldukça uzun boylu olduğu söylenen Evliya Çelebi’nin bu
yazıyı, bu yüksekliğe yazması herhalde normal olmalıdır. Ayakta yazı yazan bir insan, kalemi en fazla gözü ya da başı hizasına kaldırmalıdır. Bu noktadan daha yukarı elini kaldıran kişinin yazısı, ne kadar düzgün yazarsa yazsın, el hâkimiyetini
kaybedeceğinden, kötü ve düzensiz olur. Buradaki yazıda herhangi bir kayma, sapma ya da orantısızlık olmadığına göre Evliya Çelebi, yazısını
çok rahat yazmış olmalıdır. Bundan 10 yıl kadar önce okunabilecek durumda olan yazı maalesef büyük tehdit altındadır. Geçtiğimiz yıllarda tamirata alınan camide kitabe tamamen korumasız durumda kalmış ve burayı mesken edinen (!) tinercilerin ve evsiz insanların insafına
bırakılmıştır. Geçtiğimiz günlerde yaptığım ziyarette kitabenin etrafında ve çevresinde ateş yakıldığı ve boyayla duvarlara yazılar yazılmış olduğunu gördüm.
Camide hiçbir güvenlik tedbiri alınmamıştı ve tamamen terk edilmiş bir görüntüsü vardı. Tamirat ise tamamen durdurulmuştu. Bu şekilde tinercilerin barınağı haline gelen caminin dışında ısınmak için ateş yakıldığını ve taşların sökülüp yıkıldığını gördüm. Böyle devam ederse yakında Evliya Çelebi’nin Türkiye’deki tek müşahhas izini ebediyen kaybetmiş olacağımızdan korkmaktayım. Büyük seyyahımız Evliya Çelebi’nin bu izinin korunması için yetkili merciler acilen tedbir almalı, bu kültür mirası gelecek nesillere aktarılmalıdır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 106. sayısından (Haziran 2017) okuyabilirsiniz.
Tarihi eserlerden en büyük kayıpla eski yazının okunamamasından kaynaklanmaktadır.Bu amaçla devlet birimlerine bulunduğum öneri”CEP TELEFONLARINA YÜKLENEBİLECEK BARKOD OKUMA GİBİ BİR PROGRAMLA ESKİ YAZIYI ALGILAYIP KULLANDIĞIMIZ ALFABEYE ÇEVİREBİLİR BİR PROGRAM YAPTIRILMASI”Böylece cami duvarındaki gibi bir yazı anında okunabilir.