Battalnâme meşhur Battal Gazi’nin cengâverliklerinin anlatıldığı destanlardan biriydi…


Battalnâme meşhur Battal Gazi’nin cengâverliklerinin anlatıldığı destanlardan biriydi…

Titanic’i hepiniz duymuşsunuzdur. En bilinen deniz kazalarından biridir. Ancak Titanic’ten daha büyük ve daha hızlı olan Lusitania’nın trajedisini, pek bilen olmaz.

İspanyollar Amerika’ya ayak bastıklarında, altın ve gümüşten daha fazlasını yanlarında götürdüler. Özellikle bir renk vardı ki eski kıtada benzeri görülmemişti. Kırmızının en canlı tonu olan koşnil, soyluların ve zenginlerin giysilerini süslemiş, bütün kırmızı boya piyasasına hâkim olmuştu…

Bazı anlar vardır, yola çıkarken, seyahat ederken “Acaba geride bir şey unuttum mu?” diye şüpheye düştüğümüz. Sonra aksilik bu ya, gerçekten de unutuvermişizdir bir şeyler. Birazdan okuyacaklarınız, böyle bir unutulmuşluk hikâyesi. Ama unutulan şey, bir eşya değil, kanlı canlı bir insan. Hem de uzayda!..

İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, pek çokları için modern anonim şirketlerin anası olarak görülür. Sömürgecilik ile kapitalist ekonomi arasında bir sıçrama taşıdır. Ancak, kâr elde etme uğruna yaptığı işler ve telafisi mümkün olmayan yıkımlar, onu sömürgeciliğin kara kutusu hâline getirdi. Gelin bu kara kutuyu birlikte açalım…

İnsanlar her zaman tatlı lezzetlere alâka gösterdi. Ama hiçbiri şeker kadar dikkat çekmedi. Günümüzde sıradan bir ürün olsa da eskiler için şeker, lüks bir tatlandırıcı, ilaç ve baharattı.



Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana… Pirinç denince akla ekseriyetle Uzak Doğu, …
