Eğitim Tarihi, İslam Tarihi, Kapak, Kültür Tarihi, Manşet

İlmin Yıkılmaz Direkleri Medreseler

Gök Medrese

İslâm dünyasında eğitim, ilk olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında başlamış, medrese usulüne ise daha sonraları geçilmiştir. Önce Abbasîler sonra da Türk  devletleri zamanında Müslümanların en önemli ilim merkezleri hâline gelen medreseler, asırlar boyu itikadı sağlam nesiller yetiştirmiştir. On binlerce ulemanın yetiştiği bu müesseseler, İslâm medeniyetinin sağlam temeller üzerine inşa edilmesinde mühim rol oynamıştır…

Asr-ı Saadet’ten Selçuklulara

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), nübüvvetin ilk yıllarında Müslümanlar ile Safa tepesi eteklerindeki Hazret-i Erkâm’ın (r.a.) evinde toplanır, onlara İslâm’ın emir ve hükümlerini bildirir, Kur’ân-ı Kerîm’in inen âyetlerini okur ve öğretirdi. Bu hanede Medine-i Münevvere’ye muallim olarak gönderilen Mus’ab bin Umeyr (r.a.) gibi nice âlimler yetişti. Dâru’l-Erkâm ismi verilen bu hane, İslâm tarihindeki ilk ilim müessesesi olarak kabul edilir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Medine-i Münevvere’ye hicretinin ardından Mescid-i Nebevî’yi inşa ettirdi. Mescidin kuzey tarafına da üstünde sundurma olan bir suffa (gölgelik) yaptırdı. Sahabe-i Kiram’dan yoksul, bekâr ve yakını bulunmayanlar, burada ikamet ederdi. Onların ihtiyaçlarıyla ve eğitimiyle Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.) bizzat alakadar olurlardı. Ayrıca onlara yazı yazmayı ve Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğretmek üzere Ubâde b. Sâmit, Mus’ab bin Umeyr (r.a.) gibi sahabîleri hoca olarak tayin etmişlerdi.

Ashab-ı Suffe, bütün vakitlerini ilim öğrenmeye ve ibadete ayırdıkları için Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) yanından ayrılmazlardı. Pek çok kişinin duymadığı Hadis-i Şerifleri ilk onlar duyup ezberler ve diğer sahabîlere naklederek ilmin yayılmasına vesile olurlardı. Nitekim birçok Hadis-i Şerif sened silsilesinin birinci halkasında Ehl-i Suffe’ye mensup Sahabe-i Kiram bulunmaktadır. Bu durumda Mescid-i Nebevî, medrese; Suffe ehli, talebe; Suffe (gölgelik) de yurt mesabesinde oluyordu. Bu itibarla, yapısı ve işleyişi göz önünde bulundurulunca İslâm dünyasında kurulan ilk medrese olarak Suffe karşımıza çıkıyor.

İlk Müesseseler, İlk Adımlar

Dört büyük halife devrinde yapılan fetihlerle İslâm Devleti’nin sınırları hızla genişledi. Gerek Medine-i Münevvere gerekse yeni fethedilen yerlerde “Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekât veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. Artık umulur ki, bunlar hidayete ermiş olanlardan olacaklardır.” Tevbe Sûresi, 18. âyet-i kerîmesinden hareketle Müslümanlar, yeni camiler, medrese ve mescidler inşa ettiler. Sahabe-i Kiram Hazeratı, Asr-ı Saadet’te İslâmiyet nasıl yaşanıyorsa sonrasında da aynı usulün devam etmesi için dört bir tarafa dağıldılar. Gittikleri memleketlerdeki camileri, mescidleri mektep edindiler.

Emevîler devrinde de benzer faaliyetler devam etti. İlmî faaliyetlerin ağırlık merkezini, dinî ilimler teşkil ediyordu. Bununla beraber tercüme faaliyetleri başladı. Buna ek olarak küttap veya mektep denilen ilk mektepler (Sıbyan Mektebi) yapıldı. Çocuklar, ilk olarak mektebe gidiyor, ilmî bakımdan belli bir seviyeye geldikten sonra mescidlerdeki ilim halkalarına devam ediyorlardı. Bu uygulamayla mescidler, bir nevi yüksek ilimlerin tahsil edildiği müesseseler hâline geldi.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 137. sayısından (Ocak 2020) okuyabilirsiniz.

TANITIM VİDEOSUNU İZLE

Önceki MakaleSonraki Makale

1 Yorum

  1. Rahle i tedris olmadan bir neslin yetiştiğini iddia etmek ne kadar da anlamsız, diz ve boyun bükülmeli ki ilim öğrenilsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir