Eski kitapların Hakanîler yahut Türk Hakanlığı dediği, bugünse bizim Karahanlılar olarak tanıdığımız hanedanın içinden Satuk Buğra Han, İslâm’ı gönülden kabul edip bu yüce dinin mensubu olmakla şereflenmişti. Böylece Türkistan’da ilk defa Müslüman bir Türk devleti tarih sahnesindeki yerini almış ve dünya tarihini değiştirecek hadiseler zinciri de başlamış oluyordu. Karahanlı hükümdarlarının İslâmiyet’e çok büyük hizmetleri olmuştu. Onların Mâverâünnehir’de kurdukları medeniyet, Selçuklular ve Osmanlılar eliyle daha da tekâmül edip dünyayı kendine hayran bırakacaktı…
Karahanlıların tarih sahnesine çıktıkları coğrafya, günümüzde Doğu Türkistan diye bilinen sahadır. Zamanla genişleyen toprakları, takriben bugünkü Kırgızistan, Tacikistan ve Doğu Türkistan’ın tamamını, Kazakistan ve Özbekistan’ın ise güney bölgelerini içine alıyordu. En uzun ömürlü Müslüman-Türk devletlerinden olan Karahanlıların, günümüze bakiyeleri ulaşan iki önemli şehri Balasagun ve Özkent, Kırgızistan’da bulunuyor.
Karahanlıların büyük bir devlet olarak tarih sahnesine çıkmaları, Müslüman Araplarla Çinliler arasında cereyan eden Talas Savaşı’ndan (751) yaklaşık bir asır sonradır. Bu devletin nüvesini teşkil eden boylardan Karlukların, Talas’ta Müslümanlara yardımcı olması, dünya tarihinin seyrini değiştiren bir hamle olmuştu.
Talas Savaşı öncesinde Mâverâünnehir bölgesinde, şehir devletleri şeklinde Türk beylikleri hüküm sürüyordu. Bunların bulunduğu coğrafya, bir taraftan Çin, diğer taraftan Emevîler arasında sıkışmış vaziyetteydi. Türkistan’ın büyük bir bölümü Emevîler tarafından fethedilmiş, Merv, Buhara, Semerkand gibi önemli şehirler Müslümanların idaresine girmişti. Esasında İslâmiyet, daha bu tarihlerde Türkistan ahalisi arasında yayılmaya başlamıştı. Bununla beraber, bölgedeki bazı siyasî karışıklıklardan olabildiğince istifade etmek isteyen Çin, yavaş yavaş batıya doğru ilerliyordu.
Çinliler, 749’da Şaş’a (Taşkent) girip Türk hükümdarını idam ettiler. Şaş sultanının yerine geçen oğlu, Müslüman Araplardan yardım isteyince de doğunun iki büyük gücü karşı karşıya geldi. Tarihe “Talas (Atlah) Savaşı” diye geçen meşhur mücadele, 751 Temmuz’unda başlayacaktı. 5 gün süren savaş sırasında Karlukların âniden Çin ordusuna hücumuyla, Ziyad bin Salih kumandasındaki Müslüman ordusu, Talas’ta tarihî bir zafer kazandı. Böylece Issık Göl civarındaki Çin hâkimiyeti sona ermiş, Karahanlıların asıl unsuru olan Karluklar, daha rahat hareket imkânı bularak devletlerini kurmuşlardı (766).
Karluk Devleti, Uygurlara tâbi olarak varlığını devam ettiriyordu. Fakat Uygurlar, Külüg Bilge Kağan zamanında (805-808) refah içerisinde yaşıyor olsalar da Maniheizm, onların mücadeleci ruhunu yok etmiş, bu durum da zamanla devletlerinin çökmesinde büyük rol oynamıştı. 840 yılındaki kıtlık ve salgın hastalıklar yüzünden iyice zayıflayan Uygurlara son darbeyi, vaktiyle hayli sıkıntı verdikleri Kırgızlar ve Karluklar vuracaktı. Bu tarih, aynı zamanda Büyük Karahanlı Devleti’nin kuruluş tarihidir.
O tarihlerde henüz gayrimüslim olan Karahanlıların, müteakip yüz yıl boyunca bölgedeki en büyük rakipleri, kendilerinden çok kısa bir süre önce siyasî teşekkülünü tamamlamış Müslüman Samanîler oldu. Samanî ordusunda, bilhassa Talas Savaşı’ndan sonra Müslüman olmuş Karluk birlikleri de bulunuyordu.
Devletin kuruluşundan tam bir asır sonra idareyi ele geçiren Satuk Buğra Han, ilk Müslüman Karahanlı hakanıdır. Onun, Batı Karahanlı ülkesindeki valiliği sırasında, Samanîlerle birlikte hareketi ve bir müddet sonra da amcası Oğulçak Kadır Han’ı mağlup edip bütün Karahanlı mülküne hâkim olmasıyla, devletin resmî dini, İslâmiyet olmuştur (943).
Kapak dosyasının tamamını Yedikıta Dergisi 160. sayısından (Aralık 2021) okuyabilirsiniz.