Kültür Tarihi, Manşet

Türkistan’ın Dünya’ya Hediyesi At

at

Orta Asya steplerinde başıboş dolaşan at, Türklerin elinde ehlileşti. At üstünde Türkler, büyük devletler kurdular, uzak diyarlarda cenk ettiler. Nihayet, Türkistan’da ehlileşen at, engin bozkırlara sığmadı. Yeryüzünün her coğrafyası, dörtnala giden atların ayak sesleriyle yankılandı. Milletlerin tarihi at üzerinde yazıldı, geleceği yine onun üzerinde şekillendi. At, insanoğlunun hayatına yön verirken insanlar da sanatlarıyla onu güzelleştirdiler. Peki, milletler için bu kadar hayatî değere sahip atı ne kadar tanıyoruz?

Atların Atası

Tarih boyunca, hatta günümüzde bile geçerli olduğu üzere, göçebeliğin ana unsurlarından olan at, sağladığı kolaylıklar ve asaleti ile insanın gönlünde her devirde farklı bir yer edinmiştir. İnsanoğlu, sahip olduğu bilgi ve beceriyi at sırtında farklı coğrafyalara taşımış; at vasıtasıyla, ürettiklerini değiştirme ve geliştirme imkânını yakalamıştır. Özellikle birbirinden habersiz yaşayan toplumların tanışıp kaynaşmalarında ve kültür alışverişinin yaygınlaşmasında etkili olan at için şunu da diyebiliriz ki, Arap ve İngiliz atları dâhil, dünyadaki evcil atların pek çoğunun uzak atası, Asya ovalarından alınıp ehlileştirilen Türk atıdır.

Türk Atının Hususiyetleri

  • Orta boylu (1.40-1.55 cm), sağlam kemikli, küçük başlı,

geniş alınlı, süratli, çeviktir.

  • Uzun mesafeli yolculuklarda açlığa ve susuzluğa dayanıklıdır.
  • Hastalıklara karşı dirençlidir.
  • Hisleri son derece gelişmiştir. Her türlü tehlikeye karşı

sahibini uyarır.

  • Tırnakları dayanıklıdır, nalsız kilometrelerce yol gidebilir.
  • Kemik yapısı sağlamdır.
  • En kötü şartlarda güçten düşmeden beslenebilirler.
  • Nadiren yatar, daha çok ayakta uyur ve dinlenir.

Atın Her Renginin Hususiyeti Vardır

At hangi renge sahipse bacağı, ayağı aynı renkte olmalıdır. Eğer sırtı hiç beyaz olmaksızın tamamıyla siyah ise bu at dayanıklı bir attır. Atın rengi açık bir renk olmamalıdır. Boz (gri) bir at dayanıklı değildir, fakat naziktir. Eğer kızıl at, alnı daha beyaz, siyahımsı kırmızı renge sahipse güzeldir.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 129. sayısından (Mayıs 2019) okuyabilirsiniz.

Önceki MakaleSonraki Makale

1 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir