Diğer Röportajlar, Röportajlar, Sanat Tarihi

Tarihî Yapılar Yıllardır Nasıl Ayakta?

ahmet selbesoglu

Birçok tarihî eserde Restorasyon Amirliği yapan Restorasyon uzmanı yüksek mimar Ahmet Selbesoğlu konuğumuz. Tarihî yapıların uzun ömürlü olma sırlarını keşfetmeye devam ediyoruz…

 Ahmet Bey, mevzuya can alıcı bir soru ile başlayalım. Günümüzde kentsel dönüşüm kıskacındaki 30 yıllık binalara sağlam gözü ile bakılmazken 300-500 yıllık tarihî yapılara bir şey olmuyor. Bu eserlerin uzun ömürlü olmasının sırları neler?

Bu durumun birçok sebebi var. Kısaca karşılaştırmak gerekirse; âbidevî camilerimizi ele alırsak, mesela Süleymaniye, Sultanahmet gibi… Orada kullanılan ana malzeme taş. Örneğin küfeki taşı, 2000-2500 sene dayanabilen bir taş. Tarihî yapılarda, Bakırköy taşı da denilen küfeki taşı, Marmara mermeri, granit gibi, doğada milyonlarca yıllık değişimlerle oluşan dayanıklı taşlar kullanılmıştır. Anıt eserler bu taşlarla, doğru sistemler kullanılarak inşa edildiği için günümüze gelebilmişlerdir.

Günümüzde kullandığımız betonarme ise kısaca söylemek gerekirse, demir donanımlı beton demek. İçinde suni/yapay bileşenler var. Ve bunun taşa göre ömrü oldukça kısadır. Türkiye’deki iyi bir beton yapının ekonomik ömrü ortalama 40-50 yıl. Zamanla beton dağılmaya, içindeki demir çürümeye başlıyor.

Bilhassa İstanbul gibi şehirlerde temeller rutubete maruz kaldığı için betonarme içerisinde bulunan demir korozyona uğrar, çürür ve ömrü azalır. Günümüzde kimi yapılarda çok kaliteli beton kullanılmasına rağmen ömürlerinin ortalama 100 seneye tarihlendiğini görüyoruz.

Demir dediniz, peki tarihî yapılarda demir kullanılmıyor muydu?

Ana yapı malzemesi olarak kullanılmaz. Sadece taşların birbiriyle bağlantısını sağlamak için zıvana ve kenet olarak kullanılıyordu. Düşeyde zıvana, yatayda ise kenet ile taşlar birbirine bağlanıyor. Bunlar da kurşunla kaplanıyor zaten. Ve kurşun rutubet almadığı için demiri uzun süre koruyor. Bir de o zamanlar demir çok kaliteli, dövme has demir.

Röportajın tamamını Yedikıta Dergisi 140. sayısından (Nisan 2020) okuyabilirsiniz.

Önceki MakaleSonraki Makale

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir