Rumeli ve Balkanların anahtarı olan fetihleri yapan Murad Hüdâvendigâr şehid edildikten sonra tahnit edilerek Bursa’daki türbesine gönderilmiştir. Tahnitten sonra iç organlarıyla beraber kalbi de Kosova’da inşa edilen makam-türbesine yerleştirilmiş; daha sonra burası “Meşhed-i Hüdâvendigâr” diye anılmış, hal kın ve dev let adamları nın daimi ziyaretgâhlarından biri olmuştur.
1389’un yaz mevsiminde Kosova sahrasında büyük bir savaş cereyan ediyordu. Sultan Birinci Murad Han bizzat ordusunun başın da, Haçlı ordusunun karşısındaydı. Osmanlı ordusu kendisinden kat be-kat üstün olan düşman ordusunu kısa sürede bozguna uğratarak zafere ulaştı. Rumeli’de kazanılan bu ilk büyük meydan muharebesinden sonra savaş alanını gezen padişaha bir şey söyleyeceğini ifade ederek yanına sokulan Miloş Obilic isimli bir Sırp, yeninde sakladığı hançerini aniden çıkararak padişahın göğsüne sapladı. Sultan Murad, aldığı bu hançer darbesiyle şehid oldu.
Rumeli’de Bir Şehid Sultan
Hüdâvendigâr’ın iç organları çıkarılıp tahnit edildikten sonra naşı Bursa’ya getirilerek Çekirge semtinde kendi ismiyle yaptırdığı imareti (cami-medrese-zaviye) yanındaki türbesine defnedildi. Padişahın, tahnit edilen cesedinden çıkarılan iç organlarıyla beraber kalbinin de gömüldüğü Kosova Ovası’nda bir makam-türbe inşa edildi. Böylece bütün Osmanlı fetihlerinde şehidlere mahsus inşa edilen türbelerden bir tanesi de Kosova’nın muzaffer padişahı için yapılmış oluyordu. Daha sonra burası “Meşhed-i Hüdâvendigâr” (Sultan Murad şehidliği) diye meşhur olarak Rumeli halkının devamlı ziyaret ettiği yerlerden biri haline geldi. Sultan Murad, Kosova’da şehid düştüğü için namı “Rumeli’de bir şehid sultan” olarak kaldı.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ocak (17. Sayı 2010) sayısından okuyabilirsiniz.
Sultanlarımızın mertebesini bir kez daha anladık. “İç organları için ayrı cesetleri için ayrı türbe…”