Haziran 1908’de Baltık Denizi kıyısındaki Reval şehrinde, İngiltere’nin kral ve kraliçesi ile Rusya’nın çar ve çariçesi bir araya gelmişti. Kraliyet ailelerinin sıradan bir buluşması değildi bu. Sonuçları itibariyle Reval Mülakatı, Avrupa devletleri arasındaki siyasî dengeleri bozduğu gibi Osmanlı’yı paylaşım fikrinin kıvılcımlarına da ocaklık etmişti…
1815 Viyana Kongresi sırasında İngiltere, Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin ortadan kaldırılarak mirasının paylaşılması teklifine menfi cevap vermişti. O zamanki İngiliz menfaatleri ile bu teklif uyuşmamaktaydı. İngiltere’nin 1853 Kırım Harbi sırasında Rusya’ya karşı Osmanlı Devleti’ni desteklemesi de bunun bir göstergesiydi. Bilahare İngiltere 1877-1878 (93 Harbi) Osmanlı Rus Harbi sırasında, bu siyasetinden vazgeçmiş ve Rusya’nın Osmanlılara saldırmasına ses çıkarmamıştır. Ancak savaşın Avrupa ve dünya siyasetini derinden etkileyeceğini ve Yeşilköy Antlaşması’nın (1878), Rusya’ya önüne geçilemeyecek derecede avantajlar sağlayacağını görünce, müdahale etme gereği duymuştur. İngiltere başta olmak üzere Avrupalı önde gelen devletler, tarafları Berlin’de masaya oturtarak yeniden anlaşmaya zorlamış ve sonunda Rusya’yı büyük ölçüde dizginleyebilmiştir.
Rusya’nın yayılmacı politikaları, “şimdilik” kaydıyla durmuştu. Ancak dünyadaki gelişmeler, milletlerarası siyaseti de değişime zorlamaktaydı. Rusya’nın ilk fırsatta yeni maceralara atılmaya hazır bir yapısı vardı. Nitekim Rusya, yönünü bu sefer de doğuya çevirmiş ve Japonya ile arası açılmıştı. Rusya, Japonya ile yaptığı Mançurya’daki askerî birliklerini geri çekme anlaşmasına rağmen sözünde durmadı. Bunun üzerine Japonya’nın Port Arthur’daki Rus birliklerine ani saldırısıyla başlayan savaş, Rusya’nın ağır yenilgisiyle sonuçlanmıştı.
93 Harbi’ne kadar güya Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü savunan İngiltere, bir anda bunun aksi bir siyaset gütmeye başlamıştı.
Rusya’nın Doğu Hayalinin Sonu, Batı’ya Dönüşü
1904-1905 yıllarında Japonya ile yaptığı savaşı kaybetmesi, Rusya’yı zora sokmuştu. Zira Rus ihtilalciler, bu prestij kaybından istifade ile isyan çıkardılar. İsyan, zar zor bastırılmışsa da Rusya’da Çarlık idaresi fevkalade sarsılmıştı.
Doğuda toprak kaybına uğraması, Rusya’yı başka yerlerde yeni işgallere yöneltti. Ana hedefi Hindistan, İran, Afganistan gibi ülkelerdi. Ancak buralarda karşısına İngiltere çıkıyordu. İngiltere ile karşılaşmayı göze alamayarak İran, Afganistan ve Tibet konusunda 31 Ağustos 1907’de İngilizlerle bir anlaşma yaparak buradaki meselelerini çözdü.
Diğer taraftan Bosna Hersek-Yenipazar-Selanik demiryolu yüzünden Avusturya ile arası açılmıştı. Ancak Almanya korkusu yüzünden Avusturya ile çatışmayı göze alamadı.
Japon yenilgisi yüzünden itibarı zedelenen Rusya, yeni manevralarla tekrar Avrupa’ya, Osmanlı topraklarına yüzünü çevirdi. İngiltere ve Almanya’ya Türkiye’nin taksimi konusunda teklifler vermeye başladı (25 Mart 1908). Bu çabaları sonunda İngilizlerle masaya oturmaya muvaffak oldu. Öyle ki Makedonya Meselesi’nde İngiltere âdeta Rusya’nın görüşlerini savunur hâle gelmişti.
Kapak yazısının tamamını Yedikıta Dergisi 204. sayısından (Ağustos 2025) okuyabilirsiniz.