Şemsü’l-İrşâd risalesi, isminden de anlaşılacağı gibi, Sultan Mehmed Reşad Han’ı irşad ve onu bazı hususlarda ikaz maksadıyla yazılmıştır. Bu risâlenin çok mühim bir hususiyeti de vardır ki o da, dört halife devrinden itibaren İslam tarihinin devirlerini naklettikten sonra, âhir zamanla alakalı bazı hususları kaydetmesidir…
Tarih boyunca devlet adamlarına ve idarecilere nasihat ve rehber kabilinden eserlerin yazıldığını görmekteyiz. Bu eserleri yazanlar umumiyetle, âlimler, tarikat erbabı ve tecrübeli devlet adamları idi. Bu eserlerden bir tanesi de Osmanlı padişahlarının otuz beşincisi Sultan Beşinci Mehmed Reşad Han’a hitaben yazılmış “Şemsü’l-İrşâd li-Sultân Reşâd (Sultan Reşad’ı aydınlatmak için irşad güneşi)” isimli risâledir (İstanbul, 1329; Ankara 1339). Eserin müellifi Erzincân Mevlevîhânesi Postnişîni Kemâhî Ebu’l-Kemâl İbrâhîm Hakkı’dır. Ebu’l-Kemâl İbrâhîm Hakkı’nın Pend-i Pendide Der Fezâil-i Rûze, İstanbul 1326; Divân-ı Ebu’l-Kemal Hakkı-i Kemâhî, İstanbul 1324, isimlerinde başka eserleri de vardır.
Şemsü’l-İrşâd risalesinin iki baskısı yapılmıştır. Birinci Baskı İstanbul 1329, ikinci baskı ise Ankara 1339’dur. Risalenin kapağında şu bilgi okunmaktadır: “Tarîkat-ı Aliyye-i Mevleviye meşâyih-i kirâm ve ulemâ-yı fihâmından el-yevm Erzincân Mevlevîhânesinde mesnednişîn-i meşîhat bulunan Kemâhî Ebu’l-Kemâl Eş Şeyh İbrâhîm Hakkı Efendi hazretlerinin şu “Şemsü’l-İrşâd li-Sultân Reşâd” nâmındaki risâle-i feyz-isâlesi hakîkaten mefkûdü’l-emsâl olup umûm İslâm onunla pek ziyâde intifâ‘ edeceklerini takrîzine şürû‘ eylerim.”
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Aralık (40. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.