“Kur’an dedikleri kitaba karşı besledikleri saygı o kadar büyüktür ki, tertemiz olmadan, abdest almadan veya ellerine bir bez sarmadan ona dokunamazlar. Kitabı belden aşağı tutmazlar ve okunurken bütün dikkatlerini vererek dinlerler.
16. yüzyıl, Osmanlı Devleti’nin en kudretli olduğu asır olması itibarıyla Türk tarihi bakımından büyük ehemmiyete sahiptir. Hatta bu asra “Türk asrı” denilmektedir. Bu asırda bilhassa Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlık yıllarının ayrı bir önemi vardır.
Avrupalı tarihçilerin, Osmanlı üstünlüğünü görmezden gelmek gibi bir itiyatları olduğu malumdur.
Bu sebeple onlar, 16. asırda dünyanın en güçlü devletinin İspanya olduğunu söyler dururlar. Aslında İspanya o devirde oldukça güçlü bir devlettir. Hatta Avrupa’nın en kuvvetlisidir. Öyle ki, tam ismi Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’dur ve İspanya, Avusturya, Almanya, Hollanda, Belçika, Sicilya ve Napoli gibi ülkeler tek bir bayrak altındadır. Bu geniş topraklara ve büyük güce sahip hükümdar ise Şarlken(V. Karlos)’dir.
Ne var ki Muhteşem Süleyman’ın müthiş hamleleri Şarlken’i 1556’da ülkesinin yarısını oğluna, diğer yarısını kardeşine bırakmaya mecbur etmiştir. Avrupalıların gelmiş geçmiş en büyük lakin bir o kadar da bedbaht krallarından olan bu adam, çekildiği manastırda kahrından ölmüştür (1558).
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Nisan (20. Sayı 2010) sayısından okuyabilirsiniz.