Osmanlılar tarafından Kafkasya’da birçok müessese kurulmuş, cami ve medreseler inşa edilmiştir. Bu coğrafyada yapılan en güzel eserlerin başında, şu sıralar tekrar inşa edilmesi düşünülen Batum Aziziye Camii gelmektedir…


Osmanlılar tarafından Kafkasya’da birçok müessese kurulmuş, cami ve medreseler inşa edilmiştir. Bu coğrafyada yapılan en güzel eserlerin başında, şu sıralar tekrar inşa edilmesi düşünülen Batum Aziziye Camii gelmektedir…

Anadolu’nun fethine katılan Artukoğulları, Danişmendoğulları, Mengücekoğulları ve Saltukoğulları gibi Anadolu’daki ilk Türk beylikleri, doğrudan Büyük Selçuklulara veya Türkiye Selçuklularına bağlı olarak Ortaçağ Anadolu şehirlerinin ve kırsalının mimarî çehresini şekillendiren bayındırlık faaliyetlerinde bulunmuşlardır…

Osmanlı sultanları, valide ve hanım sultanları, bazı vezirler ve idareciler vekâlet yolu ile hac yaptırmakla kalmıyor her sene namlarına hac yapılması için vakıflar tesis ediyorlardı…

“…Sonra Fatih Cami-i Şerifi’nin Sahn-ı Seman medreselerinden Akdeniz tarafındaki Baş-Kurşunlu Medresesi’ne çıktım ve bir vesile ile camı avlusuna bakan köşe odayı tek başıma zapt ederek orada sâkin oldum ki mutavvel’e haşiye yazan Hasan Çelebi’nin odası olduğu medrese rivayetlerindendir.

Başarılı devlet idaresinin yanında, divan sahibi şairlerden olup devrinin önde gelen sanatkarları arasındadır…

Çanakkale Deniz Savaşı’nın bitiminden henüz 15 gün dahi geçmeden, 31 Mart 1915’te, Çanakkale Savaşları’nın muhtelif sahnelerini yansıtan bir panorama kurulması için teklif verilmişti…

Tanzimat Fermanı’nın ilanı (1839) ve fermanın hukuk alanında yenilikler yapılmasını gerektirmesiyle Osmanlı Devleti’nde yeni kanunlara ihtiyaç duyulmuştu. Klasik fıkıh, zamanın doğurduğu ihtiyaçları karşılayacak şekilde düzenlenerek kanunlaştırılmıştı.

“Karı koca birbirleriyle çekişip ağız kavgası ederler. Fakat hiçbir erkek karısını dövmez. Çünkü kadın kadıya şikâyet edebilir. Bu durumda koca birkaç yüz sopa yer, üstelik para cezasına da çarptırılır.”

Anadolu’da İslam laleleri renk vermeye başlayalı beri, nice deryaların durağı olmuştur El-Aziz. Sayılamayacak çoklukta birçok değer bu toprağın göz kamaştıran nurunun halesi içerisinde mevcuttur.

Bir zamanlar Osmanlı’nın payitahtı olan İstanbul, ülkenin en büyük ve kalabalık nüfuslu şehri unvanını günümüzde de devam ettirmektedir. Büyük şehir olmak, büyük problemleri de beraberinde getirmiştir. Günümüz İstanbul’unun birinci problemi olarak adlandırılan ulaşımın hikâyesi 1900’lü yılların başında başlar…