Karaman; bugünlerde Orta Anadolu’da, tarihî sokakları, kalesi, camileri, medrese, kümbet ve virane çeşmeleri ile ayakta durmaya çalışan kadîm bir şehirdir. Şehrin bugüne ulaşan mahzun yapılarından biri de Karamanoğlu Beyliği devrinde Melek Hatun tarafından yaptırılan Hatuniye Medresesi’dir…
Serez Kütüphanesi’nin İstanbul’a Taşınma Serüveni
Müslümanlar, Rumeli topraklarından Anadolu’ya dönerken, çok az şeyi kurtarabildiler. İşte, onlardan biri de Serez Kütüphanesi’ydi…
İslâm Medeniyetinin Zirve Şehri Bağdat
İslâm şehirciliğinin en güzel numunelerindendir Bağdat. Bir şehirden çok daha fazlası, Orta Zaman’ın en ihtişamlı beldesidir. Medeniyet merkezi olmanın gerektirdiği bütün özellikleri, bünyesinde taşımıştır. İlmin, bilimin, irfanın kalbidir. Bağdat’ı gören gözler, onun güzellikleri karşısında “Tüm dünya sanki onun karşısında çöl gibidir.” demişlerdir…
Daha Kaliteli Daha Üstün Osmanlı Tüfekleri
Ateşli silahların icadından sonra, yeni bir silah olarak ortaya çıkan tüfekler, kısa süre sonra Osmanlı ordusunda görüldü. Osmanlılar, bu yeni icadı kendilerine has bir tüfek türü olarak geliştirdiler.
Osmanlı’da Gıda Güvenliği
Halk sağlığı ve gıda güvenliği hususuna çok ehemmiyet veren Osmanlılar, gıda maddelerinin güvenli ve sağlıklı şekilde satılması için birçok nizamname düzenlemiştir.
Şekerin Tatsız Tarihi
İnsanlar her zaman tatlı lezzetlere alâka gösterdi. Ama hiçbiri şeker kadar dikkat çekmedi. Günümüzde sıradan bir ürün olsa da eskiler için şeker, lüks bir tatlandırıcı, ilaç ve baharattı.
Sultanın Esrarengiz Hayvanları
Osmanlı’nın zor zamanlarında tahta çıkan Sultan İkinci Abdülhamid, devlet işlerini idare ederken, şehzadeliğinden beri devam eden hayvan sevgisi ve merakından da geri durmamıştır. Yıldız Sarayı’nı yüzlerce cinsten binlerce hayvanın bulunduğu dünyanın en büyük hayvanat bahçelerinden biri hâline getiren sultan, bazı hayvanlarla hususi olarak ilgilenmiştir.
Tarîkat-ı Muhammediye
İmam Birgivî Hazretleri, ömrü boyunca asıl olanı anlattı. Tarikatın hakikî olanını, gerçek mutasavvıflar eliyle gösterdi durdu. Şeriatı yok sayan sahte şeyhleri, cehaleti baş tacı eden ham sofuları tenkit etti.
Savaşçıların Baş Tacı Miğferler
Mevzumuz olan miğferler, sadece demirden ibaret değildi. Ustaların asırlık tecrübesinin ve muazzam emeğinin şaheser aletleriydi. Ustaların elinde birer sanat eserine dönüşen miğferler, cenk meydanında ise yiğitlerin baş tacıydı…
Sultan Alâeddin ve Anadolu’ya Vurulan İslâm Mührü
Anadolu Selçuklu Devleti’nin muhteşem sultanı Alâeddin Keykubad devri (1220-1237), ilim ve irfanın zirveye ulaştığı altın çağdır. Zira Moğol istilası sebebiyle Türkistan, Harezm ve Horasan’dan ayrılmak zorunda kalan birçok mutasavvıf, âlim, derviş ve şeyh, Anadolu’ya gelmiş, Selçuklu sultanlarının maddî ve manevî destekçileri, danışmanları olmuşlardı. Anadolu’da birçok tekke ve zaviye kurmuşlar, özellikle Sultan Alâeddin Keykubad’ın destek ve ilgisini kazanmışlardı. Bu durum, 13. asır Anadolu’sunda sosyal, ekonomik, dinî ve kültürel hayatı büyük ölçüde etkilemişti…