Kütüphaneler, Osmanlı’nın her devrinde ilmî çalışmalar için vazgeçilmez bir kaynak olmuştur. Medrese talebelerinin istifadesine sunulan kütüphaneler, daha çok cami, medrese, dergâh ve hankâh gibi yapıların bünyesinde yer alan vakıf kurumlarıydı. Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’nın inşa ettirdiği bina ise İstanbul’da hususiyetle kütüphane olarak hizmet veren ilk eserdi. Ayrıca ödünç kitap uygulaması yapan ilk kütüphanelerden biriydi…
Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan tarih sahnesinden çekilişine kadar geçen zaman içerisinde, bina ve yerleşim özelliklerine göre farklı hususiyetlerde kütüphaneler kurulmuştur. Padişahların kendi şehzadelik ve hükümdarlık devirlerini yaşadıkları saraylarda yine kendilerince kurmuş oldukları hususî kütüphaneler, bunlara örnek gösterilebilir. Bunun yanında cami, medrese, mektep ve dershaneler gibi eğitim-öğretim kurumlarının bünyesinde yahut çevresinde kurulmuş kütüphaneler de vardır. Ayrıca zaviye, türbe, hankâh, ribat, mescid, dergâh gibi eğitim veya ibadet kurumlarının bünyesinde kurulmuş kütüphaneler ile ev, konak, oda vb. mekânlarda kurulmuş kütüphaneler de diğer tarz kütüphanelere örnektir.
Böylesi kütüphaneler, Osmanlı Devleti’nin hemen her devrinde kurulmuştur. Ancak kütüphanelerin sayıları, kitapları, çalışanları ve kullanıcıları çeşitli dönemlerde farklılık göstermiştir. Ayrıca sözü edilen bu kütüphane türlerinin hemen hemen tamamı birer vakıf kurumu olarak işletilerek insanlığın hizmetine sunulmuştur.
Müstakil İlk Vakıf Kütüphanesi
Köprülü Kütüphanesi, İstanbul’un Çemberlitaş semtinde yer alan Divanyolu üzerinde, Sultan İkinci Mahmud Han türbesinin karşısındadır. İnşası, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa tarafından tamamlanmıştır. Köprülü Mehmed Paşa Külliyesi’ne dâhil yapılardan olan bina, İstanbul’da kütüphane olarak tasarlanan ilk yapıdır. Ayrıca, kütüphanede görevlendirilen ve başka bir işle uğraşmaması istenen personele daha fazla ücret verilmesi de yeni bir uygulamanın başlamasına vesile olur.
Üç hafız-ı kütüb, bir mücellid ve bir bevvabdan meydana gelen bu kadroya, devrine göre oldukça tatmin edici bir ücret ödenmekteydi. Köprülü Kütüphanesi hafız-ı kütüblerine verilecek ücret, vakfiyede aylık üzerinden kuruş olarak belirtilmişti. Vakfiyede, kütüphanenin açık olduğu günler üçe çıkarılmış ve ayrıca çalışma saatleri “güneşin doğuşundan ikindiye kadar” şeklinde tespit edilmişti.
Köprülü Mehmed Paşa, 1661 yılında vefat ettiğinde, külliyesinin ancak medrese, hamam ve türbe bölümü inşa edilebilmişti. Oğlu Fazıl Ahmed Paşa, babasının vasiyetine uyarak külliyeyi tamamlamaya çalışmış, kendisi de kitap meraklısı olduğundan, babasından kalan kitapları kendi kitaplarıyla birleştirmiş ve bu zengin koleksiyon için babasının türbesinin yakınındaki müstakil kütüphane binasını yaptırmıştır. Fazıl Ahmed Paşa’nın eğitime önem verdiğinin diğer bir göstergesi de vakıfları içerisinde yer alan medrese ve darü’l-kurrada okuyan talebelere ve fakirlere vakıflarının yıllık gelirlerinden 500 altın dağıtılmasını şart koşmasıdır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 199. sayısından (Mart 2025) okuyabilirsiniz.