(235 / 2 dakikada okuyabilirsiniz.)
Hırka-i Saadet Dairesi (Has Oda), Topkapı Sarayı’nın en müstesna mekânıdır. Başta Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hırkası olmak üzere, “Mukaddes Emanetler”in asırlarca korunduğu bu yerin Osmanlılar, tozuna bile hürmet göstermiştir.
Osmanlı’da Ramazan-ı Şerif’in on beşinci günü yapılan Hırka-i Saadet ziyaretinden bir gün önce yani ayın on dördünde zamanın padişahı sabah namazı vaktinde yanında Hasodalı ağalar olduğu halde Hırka-i Saadet Dairesi’ne gider, burada kılınan sabah namazından sonra temizlik yapılır ve padişah bu hizmete bizzat iştirak ederdi. Hırka-i Saadet, gümüş şebeke içinden çıkarılır başka bir tarafa konulurdu. Dülbend Ağası tarafından altmış kadar yeni süngerle gümüş taslar içinde gül suyu getirilir, Silahdar Ağa bu süngerlerden birkaç tanesini alarak birer birer gül suyuna batırıp ıslatır ve padişahın eline verir. Padişah şebekeleri silerken diğer vazifeliler de duvar ve pencereleri silerler. Padişahlar bu hizmeti asırlarca hiç aksatmadan devam ettirmişlerdir. Temizlikten sonraki günde ziyaret merasimi yapılırdı.
Tozuna Bile Hürmet
Hırka-i Saadet Dairesi’nin süpürülmesinden sonra tozlar dışarı çıkarılmaz ve bu dairenin önünde bulunan kuyuda biriktirilirdi. Temizlikte kullanılan süngerler ise saray içindeki vazifelilere ikram olarak dağıtılırdı.
Osmanlı padişahları, içinde bu Mukaddes Emanetlerin bulunduğu Hırka-i Saadet Dairesi’ne karşı o kadar hürmet ve bağlılık göstermişlerdir ki, vefat ettikleri zaman bile naaşları, bu dairenin kapısı önünde bulunan bir mermer set üzerine konularak gasil edilmiş, teçhiz ve tekfinden sonra tabutları da bu seddin üzerine konularak, tezkiyeleri Hırka-i Saadet Dairesi önünde yapılmıştır. Kabirleri üzerine de, Hırka-i Saadet Dairesi girişinde bulunan kuyuda, dairenin temizliğinden sonra biriktirilen tozlar konulurdu.