Hayatımızın her safhasını tanzim eden dinimize, edebiyatımızda da geniş yer verilmiştir. İslâm ile müşerref olan ecdadımız, edebiyatı onu yaymanın yollarından biri olarak görüyordu. Özellikle şiir, söz söyleme sanatlarıyla da birleşince, etkili bir vazife görüyordu. İslâmî dönem Türk şiirinin ilk örneklerinden, divan edebiyatının en kudretli devirlerine kadar, edebî eserlerde âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden fazlaca istifade edildi…
Mukaddes dinimiz, yaşamış olduğumuz dünyada bize tesir eden en önemli unsurlardan biri, hatta hayat rehberimizdir. İslâmiyet’in getirdiği medeniyet, her alanda olduğu gibi, edebiyat sahasını da derinden etkilemiştir.
İslâm’ın güzelliklerinden etkilenen şairler, eserlerinde yüce dinimizin kaynağı Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîflerden gerek konu, gerekse iktibas ve telmih yönünden oldukça istifade etmişlerdir. İslâmî dönem Türk edebiyatı içerisinde gelişen ve nevi şahsına münhasır olan divan edebiyatı, hiç kuşkusuz bu iki önemli ana damardan beslenmiştir. Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîfleri kendilerine şiar edinen şairler, özünde İslâm’ın ruhunu taşıyan fazlaca eser vücuda getirmişlerdir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 152. sayısından (Nisan 2021) okuyabilirsiniz.