Ateşli silahların icadından sonra, yeni bir silah olarak ortaya çıkan tüfekler, kısa süre sonra Osmanlı ordusunda görüldü. Osmanlılar, bu yeni icadı kendilerine has bir tüfek türü olarak geliştirdiler. Taşınması ve etkili kullanımı çağdaşlarına nazaran daha kolay olan Osmanlı tüfeği, savaşlarda askerlerin vazgeçilmezi oldu…
Tüfek, savaş literatürüne geç girmişti girmesine de hızlı adapte olmuştu. İlk önce fitilli, sonrasında çakmaklı, kapsüllü ve en son olarak da iğneli olmak üzere çeşitli ateşleme mekanizmalarına sahipti. İğneli olanları hariç tutarsak diğerlerinin, her atıştan sonra boşaltılıp temizlenmesi, tekrar doldurularak kullanılması ve doldurmak için de çeşitli araç gerece ihtiyaç duyulması sebebiyle kullanımı oldukça zor ve zahmetliydi. Bu sebeple namludan doldurmalı silahlar, ancak savunmada kullanılabilmekteydi. Zamanla taarruz için de tercih edilir oldu, ama ateş hızı ve gücü hâlâ yetersizdi. Bunu aşmak için yapılan çalışmalarla birlikte tüfeklerde pek çok teknolojik yenilik yapıldı.
Osmanlı’da Tüfek
Osmanlı ordusunda tüfeklerin ilk olarak ne zaman kullanılmaya başladığı pek bilinmese de İkinci Murad Han zamanında yeniçeriler arasında tüfek kullananlar olduğu biliniyor. Osmanlıların tüfek cinsi bir silahı İkinci Kosova Savaşı’nda (1448) kullandıkları da kesin olarak bilinmekte.
Fatih Sultan Mehmed devrinde, bir tüfekçi sınıfının olduğu ve bunlardan İstanbul’un fethi esnasında istifade edildiği, devrin kaynaklarında yazılıdır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 151. sayısından (Mart 2021) okuyabilirsiniz.