Göz kamaştıran süslemeleri ve ahşap işçiliğiyle Silahtar Ömer Paşa Camii’nin iç mekânı, tek bir çivi kullanılmadan yapılmıştır. Mabet, Anadolu’daki Hakanî Türk sanatının 17. yüzyıl Osmanlı’sından günümüze ulaşan en zengin örneklerindendir…
Zengin bir kültür mirasına sahip Anadolu, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Her köşesinde farklı zamanlara ve milletlere ait nice eserleri barındırır. Tarihî süreç içerisinde, Osmanlı hâkimiyetindeki topraklarda askerî, dinî, ticarî, sosyal ve kültürel amaçlarla çok sayıda bina inşa edilmiştir. Pek çoğunun bânîsi devlet adamlarıdır ve bunlar arasında en yaygın olanı şüphesiz camilerdir. Orta Karadeniz’in şirin şehri Tokat’ın Erbaa ilçesi sınırları içerisinde bulunan Silahtar Ömer Paşa Camii de bunlardan biridir.
Ömer Paşa Camii, Erbaa şehir merkezine yaklaşık 14 km uzaklıkta olan Akça (Fidi) köyü merkezinde yer alır. Bu sebeple birçok Erbaalı, caminin sadece ismini duymuştur. Gelin, çok duyulan ama az ziyaret edilen bu nadide eseri daha yakından tanıyalım.
İkindi vakti aracımızın istikametini Akça kasabasına çevirdik. Çocukluğumdan beri ismini duyduğum, resimlerini görüp hayran kaldığım Silahtar Ömer Paşa Camii’ni, nihayet yerinde görecektim. Şehrin son binalarını da arkamızda bıraktıktan sonra, güneşin battığı yöne doğru ilerledik. Yaklaşık 15 dakika süren yolculuğun sonunda Akça köyüne vardık. Dar sokaklardan ilerleyip köy meydanındaki caminin pek yüksek olmayan avlu duvarının önünde durduk. Cami, ihtişamlı fotoğraflarda görünenin aksine dış görünüş itibariyle gayet sadeydi.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 176. sayısından (Nisan 2023) okuyabilirsiniz.