Her şey bir Kırgız hanımefendisinin, dedesinden kalan eşyaları karıştırırken bulduğu arşiv vesikasını, Türkiye’den gelen Osmanlı tarihçilerine okutmasıyla başladı. Belgenin Sultan İkinci Abdülhamid tuğralı berat olduğunu gören tarihçiler heyecanlanmış, bir o kadar da şaşırmışlardı. Berat, Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından Kırgız beylerinden Şabdan Bahadır’a verilmişti. Şimdi zihinlerde cevaplanması gereken sualler vardı: Berat, Kırgızistan’a nasıl gelmişti, niçin verilmişti? Kırgızların önder şahsiyetlerinden birisi olan ve ismi hayırla yâd edilen Şabdan Bahadır kimdi? Herkesin aklını kurcalayan bu suallere cevap aradık. Tarihin derinliklerinde sessizce hatırlanmayı bekleyen kahramanlarımızdan birisini daha sizler için araştırdık…
Şabdan Baatır (Bahadır) ya da Şabdan Cantay Uulu (Cantayoğlu), Kırgızların 19. yüzyıldaki önemli liderlerinden, boy beylerinden ve kumandanlarından birisidir. 29 Ekim 1839 tarihinde Çon Kemin bölgesinde doğmuş ve 6 Nisan 1912 tarihinde, 72 yaşında Tokmak bölgesinde vefat etmiştir. Ailesi, ileri gelen boy beylerinden Atake Bahadır’ın soyundandır.
Babası tarafından küçük yaştan itibaren bir bey olarak yetiştirilen Şabdan, henüz 11 yaşındayken, bölgedeki idari geleneklere göre Hokand Hanı Mallabek’in sarayına rehin olarak gönderilir. Bargın boyundan Alımbek, Solto boyundan Bayseyit Bahadır, Bugu boyundan Kıdır Bey de aynı sebeple oradadır. Bunlar, boy beyleri olan babalarını temsilen, Eşik Ağa Bey unvanı ile hanın sarayında görev yaparlardı. Bu rehin gönderme sisteminin çeşitli sebepleri vardır. Esas maksat, Hokand Hanlığı’na bağlı Kırgızistan coğrafyasındaki beylerin isyanını önlemek, bağlılıklarını sağlamak, ileride bu boyların başına geçecek olan beyleri merkezde eğiterek sâdık yöneticiler yetiştirmek, ekonomik ve askerî desteğin alınmasında oluşabilecek problemlere engel olmaktı.
Şabdan Cantayoğlu, 1860 yılında Hokand Hanlığı’nın kumandanlarından Kanaat Şa ile Uzun Ağaç bölgesinde Ruslara karşı mücadele eder. Şabdan, ilk defa Rus ordusu ve silahlarıyla karşı karşıya gelmiştir. Fakat bu muharebede Hokand ordusu, Ruslar karşısında tutunamayıp geri çekilir. Bu mağlubiyetle, Hokand Hanlığı’nın Kırgızistan’ın kuzey bölgelerindeki hâkimiyeti sona erer. 1862 yılına kadar Hokand sarayında kalan Şabdan, Taşkent’in bölgedeki isyancılara karşı savunulmasında faal rol almıştır. Bu mücadelelerde gösterdiği kahramanlık neticesinde Han tarafından Türkistan şehrine (Azreti Sultan Şehri) bey tayin edilir. Fakat o, handan izin alarak doğduğu Kemin’e geri döner. Ruslarla ve daha sonraki mücadelelerde gösterdiği kahramanlıklardan dolayı halk, onu Şabdan Bahadır olarak zikretmeye başlar.
Çarlık Rusya’sının Emrinde Bir Kumandan
Uzun Ağaç’ta Ruslarla yapılan mücadelede binlerce asker kaybeden Çüy bölgesi Kırgızları, Rusların ilerlemelerine karşı duramamışlar ve Ruslar, 1862 yılında Aksu ve Merke kalelerini ele geçirmişlerdi. Bu arada Cantay Karabekoğlu da Rus hâkimiyetini kabul etmek mecburiyetinde kalmıştı. Oğlu Şabdan ise Ruslar tarafından Pişpek yani bugünkü başkent Bişkek’te hapse atıldı.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 136. sayısından (Aralık 2019) okuyabilirsiniz.
İlgilerinizden dolayı teşekkür ederim
çok güzel bir yazı olmuş teşekkür ederim