Fatih Sultan Mehmed Han, o zamana kadar birçok kez muhasara edilen, ancak bir türlü alınamayan Doğu Roma’nın başkenti Kostantinopolis’i fethederek, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) müjdesine nail olmuştur. Sultan Fatih, fetihten hemen sonra şehri, bir İslâm beldesi ve cihan hâkimiyetinin merkezi yapmak için kolları sıvamıştır.
Bizans’ın elinde karanlığa bürünen şehri, yeniden inşa etmek için emirler veren İstanbul Fatihi, “Hüner bir şehr bünyad etmekdir!” diyerek Osmanlı’nın yeni payitahtını, kısa sürede ayağa kaldırmıştır. İstanbul’u, dünyanın kalbinin attığı yer yapmak için büyük çaba sarf eden sultan, şehrin inşasına olduğu kadar, hızla iskân edilmesine de önem vermiştir.
Kısa bir zaman diliminde gerçekleşen imar ve iskân çalışmaları neticesinde şenlendirilen İstanbul şehri, Osmanlıların elinde yeniden hayat bulmuştur. Sultan Fatih devrinin sonuna gelindiğinde, İstanbul artık İslâm beldesi hüviyetine kavuşmuştur. Şehrin şenlendirilmesinde, Rumeli ile Anadolu’dan ve özellikle Karaman ve Aksaray bölgesinden yapılan göçlerin, önemli rolü olmuştur…
“Karaman Bölgesi, Selçukluların Bakiyesi idi. Dolayısıyla Sahip Oldukları Nüfus, Osmanlıların İskân Siyaseti İçin Önemli Bir Potansiyeldi…”
Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul’un fethinin akabinde, şehrin şenlendirilmesi çalışmalarını başlatmış; metruk haldeki Bizans’ın başkentini yeniden imar etmişti. Şehri inşa ederken ihya da etmeyi ihmal etmeyen Sultan Fatih, Osmanlı hâkimiyetindeki Rumeli ve Anadolu topraklarından iskân ettirdiği nüfusla, İstanbul’un İslâmlaşmasını hızlandırmıştı. Dosyamızda, Prof. Dr. Yahya Başkan ile Anadolu’dan Karaman ve Aksaray bölgesinden göç ettirilen ahaliyi konuştuk. Zira buralardan getirilen Müslüman nüfus, İstanbul’un şenlendirilmesinde önemli rol oynamıştı…
Fatih Sultan Mehmed tarafından fethedilen İstanbul’un, fetihten hemen sonraki durumu nasıldı?
Osmanlılar, fetihten sonra karşılarında ciddî sorunları bulunan ve nüfusu son derece azalmış bir şehir buldular. Dolayısıyla fethi müteakip en mühim mesele, şüphesiz, şehrin imar ve iskânı olmuştu. Nitekim fetihten hemen sonra hükümdarın, İstanbul’a şehremini olarak Süleyman Bey’i tayin edip kendisine şehrin imarını emanet ettiği biliniyor. Bu konuda devrin yerli ve yabancı kaynaklarında bilgiler vardır. Meselâ Tursun Bey, padişahın “min ba’d tahtum İstanbul’dur (bundan sonra taht merkezim İstanbul’dur).” dediğini nakledip İstanbul’un şehir düzenlemesini anlatır.
Yeni şehrin iskânı, Osmanlı kaynaklarının ifadesiyle “şenlendirilmesi” nasıl başlatıldı?
Sultan Mehmed Han’ın bizzat katılarak gerçekleştirdiği seferlerin akabinde, her fethedilen yerin âlimleri ve meslek erbabı özenle seçilip buraya taşınmış; İstanbul, gözde bir şehir hâline getirilmiştir. Sultan İkinci Mehmed’in Karaman seferleri ise bu noktada ayrıca önemlidir. Çünkü bu seferler sonrasında, İstanbul’a Karaman bölgesinden mühim bir nüfus getirilmiş ve bunlar, şehrin muhtelif bölgelerine iskân edilmişlerdir.
Kapak yazısının tamamını Yedikıta Dergisi 180. sayısından (Ağustos 2023) okuyabilirsiniz.