İyi bir dinî ve tasavvufî eğitim alan Sultan Mahmud, fethettiği topraklarda İslâm’ı ve Ehl-i Sünnet akaidini yerleştirmek için azamî gayret sarf ediyordu. Saltanatı zamanında Sünnî âlimler ve mutasavvıflara çok değer vermiş, adlarına vakıflar kurarak bu sahih itikadı öğretecek medreseler açtırmıştı…
Onuncu ve on birinci yüzyıllarda, devrin siyasî ve sosyal tartışmaları içerisinde yer almayarak kendilerini zühd ve takvaya veren, mâsivayı (Allahü Teâlâ’dan başka her şey) terk etmiş mutasavvıflar eliyle İslâm dünyasında tasavvuf hızla yaygınlaşmıştı. Halk arasında gönül erbabının itibar görüp sevilmelerinde onların yaşayış ve ahlâkî yönlerinin yanında, o devirlerin sultan ve emirlerinin de büyük rolü oldu.
Bunlar içinde, gerek aldığı dinî terbiye ve tahsil gerekse takip ettiği usullerle Horasan, Mâverâünnehir ve Gazne bölgelerinde tasavvufun yaygınlaşmasında Sultan Gazneli Mahmud’un tesiri ve gayretleri çoktur. Devrin kaynakları, Gazneli Mahmud’u “bir mutasavvıf gibi dünya malına değer vermeyen, cömertliği düstur edinmiş, İslâm’ın şiarını hâkim kılan, birçok kez zor duruma düşüldüğünde dua ve niyazıyla belaların def’ine vesile olan, keramet ve velayet sahibi sultan” olarak tasvir ederler.
Sultan Mahmud, Ehl-i Sünnet âlimlere çok değer vermiş, adlarına vakıflar kurarak medreseler tahsis etmiştir. Tefsir, hadis, fıkıh ve kelam ilimlerinin tasavvufî usullerle öğretildiği bu medreselerden biri, Ebû Abdurrahman es-Sülemî’nin (rah.) medresesiydi. Ebû Saîd Ebu’l-Hayr Fazlullah bin Muhammed’in (rah.) kurduğu medresede de dinî ilimlerin yanında kalbin tezkiyesi, nefsin terbiyesi, kulluk ve tevazuda Resûlüllah’ın (s.a.v.) ahlâkı üzere talim ve terbiye yapılmaktaydı.
Fıkıh Âlimi Bir Sultan
Gazneli Mahmud, Sebük Tegin gibi akıllı, firasetli, dindar ve siyasî deha sahibi bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Ulaştığımız kaynaklar ve hususiyle Sebük Tegin’in oğlu Mahmud’a yazdığı Pendnâme’den aldığımız bilgilere göre Gazneli Mahmud ilk din eğitimini, dinî konularda çok hassas ve sağlam itikat sahibi olan babasından aldı. Sebük Tegin, oğluna nasihat ederken daima kendisinden misaller verir, sahip olduğu makam ve mertebeye
Allahü Teâlâ’nın lütfu sayesinde ulaştığını anlatırdı. Mahmud küçük yaşta, babası Sebük Tegin’in kendisine çok güvendiği Hanefî mezhebi imamlarından Kâdı Ebû Nasr Hüseynî’nin (rah.) yanında Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemişti. Daha sonraki eğitimini ise devrin büyük âlimleri arasında zikredilen el-Hınnâî’nin (Hîniyâî) yanında gördü. Ayrıca, iyi derecede Arapça ve Farsça öğrenmişti. Edebiyat ve İslâmî ilimlerde derinliğe ulaşarak yüksek bir dinî bilgiye sahip olmuştu.
Hanefî fakihi sayılacak kadar iyi bir eğitim alan Gazneli Mahmud’un, saltanatından iki yıl önce Hanefî fıkhı üzerine et- Tefrîd fî’l-Furû adlı bir eser telif ettiği dahi zikredilir. Gazneli Mahmud, küçüklüğünden itibaren ilim ve ulema ile iç içe olmuş, Ehl-i Sünnet itikadı üzere hareket etmiş, Ehl-i Sünnet imamlarının görüşlerini incelemiş, çokça hadis ve tefsir araştırmalarında bulunmuş, hak ve bâtıl bütün mezheplerin inceliklerine vâkıf olmuştu.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 138. sayısından (Şubat 2020) okuyabilirsiniz.